BURSA’da, hasarlı trafik kazası sonrası çıkan tartışmada, İbrahim Can Asanı’nın (23) tabancayla vurularak öldürülmesiyle ilgili 1'i polis memuru, 4 sanığın yargılandığı davada karar çıktı.
‘Kasten adam öldürme’ suçlamasıyla müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanık özel harekat polisi Oktay Doğru (29), 13 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, cezayı ‘Kasten yaralama sonucu ölüme neden olmak’ suçundan verirken, ‘iyi hal’ indirimi de uyguladı. Tutuksuz sanıklardan Semih Tatlı (29) ile Tugay Aras’ın (23), ‘kasten yaralama’ suçundan 1 yıl 3 ‘er ay hapis cezasına çarptırıldığı davada, Furkan Ali U. (22) ise beraat etti.
Olay, 9 Haziran 2021’de Yıldırım ilçesi Millet Mahallesi Tan Sokak'ta meydana geldi. Birlikte içki içtikten sonra eve dönmek için araçla yola çıkan Semih Tatlı ve Tugay Aras’ın içinde bulunduğu otomobil, İbrahim Can Asanı’nın kullandığı otomobile çarptı. Kaza sonrası taraflar arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında iddiaya göre Asanı, iki arkadaşa silah çekerek, hakaret etti.
Olay yerinden ayrılan Semih Tatlı ve Tugay Aras, Bursa’daki ailesinin yanına izinli olarak gelen Balıkesir Emniyet Müdürlüğü Özel Hareket Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru arkadaşları Oktay Doğru’yu arayarak, yaşananları anlattı. Bunun üzerine Oktay Doğru, Furkan Ali U. ile birlikte arkadaşlarının yanına gitti.
4 arkadaş, İbrahim Can Asanı’yı evinin olduğu sokağın başında buldu. Polis memuru Doğru, kaçmaya çalışan Asanı’ya ateş etti. Ağır yaralanan İbrahim Can Asanı, hastanede yaşamını yitirdi. Olayın ardından gözaltına alınan Oktay Doğru, Semih Tatlı ile Tugay Aras tutuklanırken, Furkan Ali U. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
MÜEBBET İSTEMİYLE DAVA AÇILDI
Soruşturma sonunda İbrahim Can Asanı’yı tabancayla vurarak öldüren polis memuru Oktay Doğru ile 3 arkadaşı hakkında, ‘kasten adam öldürmek’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle Bursa 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davanın karar duruşması görüldü. Duruşmaya, polis memuru Oktay Doğru, tutuklu bulunduğu Kayseri Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Daha önceki duruşmalarda tahliye edilen Semih Tatlı ve Tugay Aras ile Furkan Ali U. ise duruşmada yer almadı.
Duruşmada söz alan Oktay Doğru, daha önceki savunmasını tekrarlayarak, olay günü Balıkesir’den izinli olarak ailesinin yanına geldiğini belirtti. Doğru, maktulün tabancasını çekmeye çalıştığını öne sürerek, “’Dur polis’ diye bağırdım. Önce havaya doğru ateş ettim, sonra ayağına ateş ettim. Yere düştüğünde ilk yardım müdahalesinde bulundum. Ölümcül yerinden vurmadığımı anlayınca rahatladım. Nefes alıyordu. 155 ve 112’yi aradık" dedi.
MAHKEME CEZAYI YARALAMA SUÇUNDAN VERDİ
Taraf avukatların savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti ‘Kasten adam öldürme’ suçlamasıyla müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan Oktay Doğru’ya, ‘Kasten yaralama sonucu ölüme neden olmak’ suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası verdi. ‘Görevi nedeniyle taşıdığı silah’ ile eylemi gerçekleştirdiği için cezayı 16 yıl 8 aya yükselten mahkeme heyeti, ‘iyi hal’ indirimi uygulayarak cezayı 13 yıl 10 aya indirdi. Tutuksuz sanıklardan Furkan Ali U. beraat ederken, Semih Tatlı ile Tugay Aras, ‘Kasten yaralama’ suçundan 1’er yıl 3 ‘er ay hapis cezana çarptırıldı. Mahkeme heyeti, tutuksuz 2 sanığın cezasını ertelemedi.
Karara itiraz edeceklerini söyleyen, İbrahim Can Asanı’nın ailesinin avukatı Nail Ada, “Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde İbrahim Can’ı katlettiklerini, sanık Oktay'ın geldikleri araçtan iner inmez hedef gözeterek ateş ettiğini, bütün sanıkların yerde yatan İbrahim Can'ı tekmelediklerini defalarca kez ifade etmemize rağmen, üzülerek söylüyorum ki mahkeme olayı yaralama olarak değerlendirdi. Tabii ki henüz hiçbir şey bitmiş değil. En yüksek sesimizle İbrahim Can’ın hakkını aramaya devam edeceğiz. Önümüzde istinaf süreci var. Karar yazıldıktan sonra müracaatlarımızı vakit kaybetmeden yapacağız” dedi.
ANNE EVİNİ SATMIŞTI
Cinayete tanık olduğu günden beri, oğlunun öldürüldüğü yeri görmemek için pencereden bakamayan ve sokağa çıkamayan anne Gülsevim Asanı, gelin geldiği ve oğlunun doğduğu evi satarak, mahalleden ayrılmıştı.