8 Mart, yalnızca senede bir gün, kadınların erkeklerle eşit olduğunu ifade etmesinin, haklarını savunmasının, özgürlük taleplerini iletmesinin en somutlaşmış halidir. Bir ‘farkındalık yaratma’ günüdür. Semboliktir ve tek başına asla yeterli değildir.
Bana göre, hepimizi derinden etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremler ile ardından gerçekleşen Hatay ve Malatya depremlerinde hayatını kaybeden tüm canlarımızı anma ve hayatta kalan kadınlarımız için, bu seneki 8 Mart, maruz kaldıkları ayrımcılığa, adaletsizliğe karşı çıkan seslerini daha çok duyma, onları daha çok dinleme, eşitliğe giden yoldaki engelleri aşmak için daha kuvvetli ve dirençli durma günüdür.
Deprem gösterdi ki depremde de en zor şey yine kadın olmak. Çocuk ve yaşlıların bakımlarını da üstelenen kadınlar, tüm dünyada olduğu gibi afetlerin en çok etkilediği grubu temsil ediyor. Barınma ve güvenlik gibi diğer büyük sorunlarla uğraşırken, bir yandan da hem kendilerinin hem de çocuklarının temel ihtiyaçları için yoğun kaygı taşıyor; sorumluluk üstleniyor.
Yine de ilk günden beri deprem bölgesini bir an olsun terk etmeyen, yaraları sarmada kadınların öncülük ettiği muazzam bir toplumsal dayanışma var. Kadın hayat verendir, bir toplumu geleceğe kadınlar taşır. Bu zorlu günlerden sonra, dayanışmayı büyüten yepyeni bir yaşam yine kadınların öncülüğünde kurulacak.
Hem devletin hem sivil toplum kuruluşlarının hem de gönüllülerin, kısacası hepimizin öncelikli gündem maddesi bu ve uzun bir süre de bu olmalı. Kadınların bu zor şartlarda yükünü paylaşacağı alanlar yaratmak, kadınların yükünü toplum olarak hafifletmek zorundayız. Bu konuda her bireye her kuruma ayrı görevler düşüyor.
Deprem bölgesindeki kadınların önce sağlığını, barınmasını, ihtiyaçlarını, rehabilitasyonunu ve özgüvenini sağlamak gerekiyor. Çocuklarının rahatını ve aile sistemini oturttuktan sonra sıra bir sonraki kademeye geliyor. O da çalışmak. Depremzede kadınların istihdama, ekonomiye katılabilmesi için çeşitli mekanizmaları devreye sokmamız lazım. Kamu, meslek kuruluşları ve STK’lar tarafından iş birliğiyle bu konuya yönelik hızlıca planlama yapılmalı. Eğitim ve mentorluk sistemleri kurarak erkekler kadar istihdama dahil olabilecekleri potansiyeli hep birlikte yaratabilir, krizleri fırsata çeviren girişimci kadınları da bu sıkışmışlıktan çıkarabiliriz.
Hepimizi çalışmak iyileştirecek. Eşit şartlar iyileştirecek…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun…