Makul seviyede bir kaygının başarıya, makul seviyenin üzerindeki kaygının ise başarısızlığa sebep olacağına dikkat çeken Psikolog Ertuğrul, “Bu yüzden kaygılanmanın normal olduğunu bilmek lazım. Hem ailenin hem de çocuğun kaygılanması gayet normal. Bu dönem içerisinde kaygıya değil, bedene odaklanırsak, sınav anında da bu dönem içerisinde de sıkıntı yaşadığımızda bu konuyu halledebiliriz. Bununla mücadele edebiliriz” dedi.
“Sınav sırasında 3+3+3 nefes egzersizini uygulayın”
Ertuğrul, çocukların bu dönemde rahatlatılması gerektiğinin altını çizerek, “Sınav sırasında kaygı duyduğumuzda 9 saniye kadar nefes egzersizi yapılabilir. Bunu da genelde 3 saniyede nefesini al, 3 saniye tut ve 3 saniye bırak şeklinde öneriyoruz. Bu egzersiz, gerçekten çocuğun o süre zarfında kaygısını azaltabiliyor” diye konuştu.
Kaygı hissi bulaşıcı olduğu için sınava kaygılı ebeveynle gitmenin doğru olmadığını vurgulayan Psikolog Ertuğrul, “Eğer herhangi bir ebeveyn kaygılıysa onun eşlik etmesini istemeyiz. Gerçekten çocukların bu dönem içerisinde kaygılı ve sıkıntılı olduğunu bilmek, onların kaygısını arttırmaktansa rahatlatmak gerekmektedir” dedi.
“Uyku düzeni bozulmamalı”
Çocuklar sınava girecekleri için olağanüstü hal ilan edilmemesi gerektiğine değinen Psikolog Ertuğrul, sözlerine şöyle devam etti:
“Öğretmenler ve veliler zaman zaman çocuklara karşı baskıcı olabiliyor, ama fiziksel ve psikolojik sağlıkları için sınava son 2 gün kala ders çalışmalarını istemiyoruz. 2 günlük süre içerisinde aileleri ve arkadaşlarıyla kaliteli zaman geçirmelerini ancak rutini çok bozmamalarını tavsiye ediyoruz. Rutin bozulduğunda düzen de bozuluyor. Uyku yaşamsal bir değerdir. Uykuya dikkat edilmesi ve olabildiğince uyku düzeninin bozulmaması gerekiyor. En önemlisi de çocuk sınava girecek diye olağanüstü hal ilan edilmemeli. Ne kadar olağanüstü hal ilan edersek çocuk o kadar kaygılanıyor ve panikliyor. O yüzden mutlaka çocuklarımıza olabildiğince normal davranalım. Sınava girecek herkese şimdiden başarılar diliyorum.”