Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ortaya koyduğu provokatif hamleler günden güne kendini göstermeye başladı. Adada, Kıbrıs Türkleri’nin haklarını ihlal eden uygulamaların ve Türkiye karşıtlığının dillendirilmeye başladığı bir dönemde Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, Kıbrıs Türkleri’nin konu hakkındaki tutumunu Kırım Haber Ajansı için değerlendirdi. Kıbrıs Türkü uzman Doç. Dr. Gözügüzelli, “Kıbrıs Türklerinin ana vatan Türkiye ile bağları inkar ediliyor ve kimliksizleştirme siyaseti yürütülüyor” dedi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitlik ve iki devletli çözüm politikasına yönelik Birleşmiş Milletler barış gücüne yaptığı çağrı dikkat çekti. Ertuğruloğlu’nun yaptığı, “Misafirlik bitti. BM ya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile askeri anlaşma imzalar ya da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden çekilisiniz” açıklaması adadaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Diğer yandan Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de etkisini gösterdi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar liderliğindeki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye ile yakın bir dirsek temasında bulunarak federasyon temelli propaganda ve tuzaklara karşı ciddi bir örnek sergiledi. Bu kapsamda yaşanan gelişmeler doğu akideniz de suları ısındırdı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye’nin rolüne ilişkin tartışmalar gün yüzüne çıkmaya başladı. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, Kırım Haber Ajansına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşanan son süreci değerlendirdi. Doç. Dr. Gözügüzelli, “Ana vatan Türkiye ile bağlarımız inkar ediliyor” açıklamasını yaptı.
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Gözügüzelli’nin Kırım Haber Ajansına verdiği röportaj şu şekilde:
Türkiye’nin KKTC için ortaya koyduğu güçlü diplomasiyi KKTC’nin uluslararası alandaki görünürlüğü üzerine yapılan çalışmaların ilerlemesinden hazmedemiyorlar. Özellikle de iki devletli esnasında sergilenen kararlılık ve son dönemlerde bunun daha fazla yüksek sesle dillendirilmesinden ötürü bu Amerika’nın ve Avrupa Birliği’nin etkisiyle söylem geliştirenleri ciddi rahatsız etmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin karşısındaki söylemleri bir avuç azınlığın yükseltmeye çalıştığını görmekteyiz. Çünkü bütün muhalif partilerin içindeki bütün kesimleri de Türkiye karşıtı değil. Bazı kişiler çok uç davranmaktadır. O nedenle bu uç kesim Türkiye’ye karşı demeç geliştirme gayreti içerisinde bulunulduğunu görmekteyiz. Bu kesimlerin yapmış olduğu eylemler ve söylemler son derece tarihi gerçekliğe aykırı. Ana vatan Türkiye ile var olan bağlarımızı inkar edici ve tamamıyla Güney Kıbrıs’taki kesimin söylemek istediklerini söylüyorlar.
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Birleşmiş Milletlere, özellikle Kıbrıs Türklerinden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti makamlarından izin alarak ilgili bulundukları bölgede bulunabileceği yönündeki tavrı da son derece yerindeydi. Tabii ki, bu Türkiye’nin gücüyle alakalı bir tavırdır. Bu tavır yükseldiği için de bu kuvvetli mesaj, egemenlik vurgusu uluslararası alanda ve Birleşmiş Milletlerde güçlü bir şekilde dillendirildiği için bu kesimlerin planları sekteye uğramaktadır. Çünkü gayeleri sözde birleşik Kıbrıs, adına federasyon denilerek Kıbrıs Türkü’nün tamamıyla bir karanlığa itmektir. Çünkü bugüne kadar Kıbrıs Türklerinin hiçbir anlamda hukuku kabul edilmemiştir.
50 yıl boşa zaman geçmiştir. Boşu boşuna Kıbrıs Türkü’nün enerjisi tüketilmiştir. O yüzden şimdi bu 50 yıllık geçmiş süreçte Kıbrıs Türkünü kimliksizleştirme, tarih bilincini yitirmesi, Türkiye düşmanlığı inşa etmeye çalışan kesimlerle içte huzursuzluk yaratarak bunun üzerine çaba sarf etmişlerdir. Şu an Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı’nın resmi olarak bir devlet politikasıyla egemenlik krizi esasında dış politikanın ilerletilmesi, kararlı ve güçlü sesinin duyurulması, bu içteki kesimleri rahatsız eder. Yani bugüne kadar Kıbrıs Türkünü asimile etmek, yok etmek, kendi içerisinde kimlik bunalımına sokmak için çaba sarf edenlerin işine gelmez. Çünkü bu bir Türkiye’nin sunduğu güçtür, umuttur. O moral bozukluğunu ortadan kaldırıcı faaliyetlerdir. Uluslararası Ercan Havalimanı açılacak. Buna benzer diğer adımlar tabii ki gerçekleşecek. Günbegün Rum liderliğinin uzlaşmazlığını gördükçe insanlar daha fazla uyanıyor. Bu nedenle Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasi iradesi egemenlik krizi üzerine bu kesimleri rahatsız ediyor.