- “Mart ayında tüm hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 458 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 44’ü FETÖ mensubu olmak üzere 72’si teröristtir. 35 bin 742 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir”
- “Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adalara yönelik askeri faaliyetleri, Lozan ve Paris Barış antlaşmalarının gayri askeri statüye ilişkin hükümlerinin ‘esastan ihlali’ anlamına gelmektedir”
- “Ukrayna’ya gönderilen iki A400M nakliye uçağımız ortaya çıkan gelişmelerden dolayı kuleler ve hava sahasının kapanması üzerine Borispol Havaalanı'nda tahliye için beklemektedir. Uçakların emniyeti ve tahliyesi konusunda hem Rusya hem Ukrayna tarafıyla temaslarımızı sürdürüyoruz”
- “Sürüklenen mayın tehlikesini bertaraf etmek maksadıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Romanya ve Bulgaristan Deniz Kuvvetleri dâhil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak gerekli tedbirlerin alınmasına devam edilmektedir”
Milli Savunma Bakanlığı, 1 Ocak’tan itibaren Irak’ın kuzeyinde 17’si büyük, 66’sı orta çaplı olmak üzere 83 operasyon icra edilerek 92 teröristin, 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar ise Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil olmak üzere 33 bin 976 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşavirliği'nde görevli Hava Muharebe Binbaşı Pınar Kara, düzenlenen basın bilgilendirme toplantısında konuştu. 1 Ocak’tan itibaren Irak’ın kuzeyinde 17’si büyük, 66’sı orta çaplı olmak üzere 83 operasyon icra edildiğini belirten Binbaşı Kara, "1 Ocak’tan itibaren Irak’ın kuzeyinde 17’si büyük, 66’sı orta çaplı olmak üzere 83 operasyon icra edilerek 92 terörist, 24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil 33 bin 976 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak ve Suriye’nin kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla isimleri ne olursa olsun birbirinden farkı olmayan teröristlere bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hiçbir zaman, hiçbir yerde rahat edemeyeceklerini açıkça göstermiştir. Yapılan etkili terörle mücadele operasyonları sonucunda terör örgütünde çöküş hızlanmış, bu durum elebaşları tarafından da açıkça ifade edilmeye başlanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, asil milletimizden aldığı güçle ülkemizin ve milletimizin güvenliği için terörle mücadeleye en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“2022 yılında İran sınırında 20 bin 565 şahıs engellenmiş, 328 şahıs yakalanmıştır”
Hudutlarda kaçakçılığın, yasa dışı geçişlerin ve düzensiz göçmen akınının engellenmesi ile teröristle mücadelede etkinliğin artırılması için gerçekleştirilen faaliyetlerden de bahseden Binbaşı Kara, “Sınırlarımızda teknolojik vasıtalarla desteklenmiş fiziki güvenlik sistemleri tesis edilmekte, hudut birliklerimizin imkân ve kabiliyetleri sürekli geliştirilerek sınır güvenliğinde etkin tedbirler alınmaktadır. 2022 yılında İran sınırında 20 bin 565 şahıs engellenmiş, 328 şahıs yakalanmıştır. Alınan ilave ve etkin tedbirler sayesinde mart ayında tüm hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 458 şahıs yakalanmıştır. Bu şahıslardan 44’ü FETÖ mensubu olmak üzere 72’si teröristtir. 35 bin 742 şahıs ise hududu geçemeden engellenmiştir. Yine bu dönemde icra edilen operasyonlarda 62 kilogram uyuşturucu, 6 bin 210 paket sigara, 141 bin 900 adet muhtelif uyuşturucu hap ve bin 192 adet muhtelif silah ele geçirilmiştir” diye konuştu.
“Suriye’de 1 Ocak’tan itibaren 616 terörist etkisiz hale getirilmiştir”
Suriye’de hayatın normalleşmesine yönelik olarak insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetleri hakkında da bilgi veren Binbaşı Kara, şunları kaydetti:
“Terör örgütlerinin başta Tel Rıfat, Münbiç ve Fırat’ın doğusu olmak üzere diğer bölgelerden de sivillere ve birliklerimize saldırı arayışları sürmektedir. 1 Ocak’tan itibaren harekât bölgelerimize terör örgütü tarafından 260 taciz ve saldırı gerçekleştirilmiş, kahraman komandolarımızın anında müdahalesi ile gerekli karşılık verilerek 616 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Birliklerimizin güvenliği için gerekli her türlü tedbir alınmaktadır. Suriye’nin kuzeyindeki harekat bölgelerinde yapmış olduğumuz mutabakatlara uyuyor, muhataplarımızdan da uymalarını bekliyoruz.”
“Yunanistan, gayri askeri statüdeki adalara yönelik 2022 yılında 423 ihlal gerçekleştirmiştir”
Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adalara yönelik ihlallerine de değinen Binbaşı kara, “Yunanistan, askeri deniz ve hava araçları ile gayri askeri statüdeki adalara yönelik ihlallerine devam etmekte olup, 2022 yılında 423 ihlal gerçekleştirmiş, yine bu dönemde söz konusu adalara 11’i savunma bakan yardımcısı tarafından olmak üzere 19 ziyaret gerçekleştirerek uluslararası hukuku ihlal etmeye devam etmiştir. Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adalara yönelik askeri faaliyetleri, Lozan ve Paris Barış antlaşmalarının gayri askeri statüye ilişkin hükümlerinin ‘esastan ihlali’ anlamına gelmektedir. Bu konudaki hukuksuzluğu her türlü platformda muhataplarımıza iletmeye devam edeceğiz. Söz konusu ihlal ve ziyaretlere karşı diplomatik kanallardan gerekli girişimlerde bulunulmakta, mütekabiliyet çerçevesinde faaliyetler yürütülmektedir” açıklamasında bulundu.
Binbaşı Kara konu hakkında ayrıca şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in İstanbul’da bir araya gelmesi ve ilişkilerimizde çizdikleri çerçeve doğrultusunda, NATO Savunma Bakanları Olağanüstü Toplantısı’nda sayın bakanımız ile Yunan Savunma bakanının görüşmesinde uluslararası hukukun önemi, diyalog kanallarının açık tutulması ve pozitif gündeme odaklanılması hususları ele alınmış ve her iki bakan Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı’nın dördüncüsünün Ankara’da en kısa sürede yapılması konusunda mutabık kalmıştır.”
“Karadeniz’de güvenliğin sağlanması için Montrö Sözleşmesi ile kurulan statükonun korunması gerektiğine inanıyoruz”
Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasında yaşanan ve gerek bölgemizin gerekse dünyanın güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil eden gelişmeleri yakından takip ettiklerinin altını çizen Binbaşı Kara, şu ifadeleri kullandı:
“Karadeniz’de güvenliğin sağlanması için Montrö Sözleşmesi ile kurulan statükonun korunması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye bugüne kadar sözleşmeyi her zaman dikkatli, sorumlu ve tarafsız bir şekilde uygulamıştır. Mevcut koşullar altında da Montrö Sözleşmesi şeffaf bir biçimde uygulanacak, sözleşmenin gerekleri yerine getirilmeye devam edilecektir. Ayrıca insani yardım ve vatandaşlarımızın tahliyesi amacıyla Ukrayna’ya gönderilen iki A400M nakliye uçağımız ortaya çıkan gelişmelerden dolayı kuleler ve hava sahasının kapanması üzerine Borispol Havaalanı'nda tahliye için beklemektedir. Uçakların emniyeti ve tahliyesi konusunda hem Rusya hem Ukrayna tarafıyla temaslarımızı sürdürüyoruz.”
“Mayın tespiti halinde imha etmek üzere SAS timlerimiz yüksek hazırlık durumuna geçirilmiştir”
Karadeniz’de sürüklenen mayınlar hakkında da bilgiler veren Binbaşı Kara, şunları kaydetti:
“Son dönemde gündeme gelen Karadeniz’deki sürüklenen mayınlarla ilgili Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız tarafından 18 Mart 2022 tarihinde yayınlanan seyir duyurusu ile (NOTMAR) sürüklenen serseri mayınların yaratabileceği seyir tehlikesi hakkında Karadeniz’de seyir yapan/yapacak denizciler uyarılmıştır. Batı Karadeniz’de deniz karakol uçağı, helikopter, İHA ile havadan, mayın avlama gemisi ve karakol gemileri ile denizden olmak üzere Sahil Güvenlik Komutanlığı ve diğer kurumlarla koordineli olarak mayın gözetleme faaliyetlerine başlanmıştır. Mayın tespiti halinde imha etmek üzere SAS timlerimiz yüksek hazırlık durumuna geçirilmiştir. Bugüne kadar 26 Mart’ta İstanbul Boğazı (batısı) yaklaşma sularında ve 28 Mart’ta İğneada açıklarında tespit edilen toplam 2 adet mayın SAS timlerimizce etkisiz hâle getirilmiştir. Ayrıca Romanya tarafından da Köstence açıklarında bir adet mayın tespit ve imha edilmiştir. Sürüklenen mayın tehlikesini bertaraf etmek maksadıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Romanya ve Bulgaristan Deniz Kuvvetleri dâhil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak gerekli tedbirlerin alınmasına devam edilmektedir.”
NATO’ya bağlılık vurgusu
Binbaşı Kara ayrıca, Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan gelişmelerde Rusya Federasyonu ve Ukrayna Savunma Bakanlıklarınca yapılan görüşmelerin yanı sıra NATO bağlamında da görüşmelerin devam ettiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Milli Savunma Bakanımız Sayın Hulusi Akar tarafından ilk günden itibaren Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla yaptığı görüşmelerin yanı sıra, NATO bağlamında da 16 Mart’ta icra edilen Savunma Bakanları Olağanüstü Toplantısı'na katılım sağlanmıştır. ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda, Gürcistan, Kanada, Yunanistan ve Letonyalı mevkidaşlarıyla da olumlu ve yapıcı görüşmeler gerçekleştirilerek problemlerin diyalog ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır. Ülkemizin ittifakın topraklarını ve nüfusunu koruma yönünde güçlü bir irade ortaya koyduğu, NATO Genel Sekteri tarafından pek çok kez ifade edilmiştir. Müttefikler tek ses ve tek yürek olarak ihtiyaç duyulan her tedbirin alındığını ve alınmaya devam edeceğini net bir biçimde ifade etmiştir. NATO’da gerçekleştirilen müzakerelerde, müttefiklere olası bir saldırı ihtimaline karşı savunma planları aktive edilmiş ve birliklerin hazırlık seviyeleri artırılmıştır.”
Binbaşı Kara ayrıca Türkiye'nin 2022 yılında bir kara tugayı ile NATO’nun İlk Müteakip Kuvvetler Grubu (IFFG-İnitial Following Forces Group) sorumluluğunu üstlendiğini söyledi.
“(FETÖ) 15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 24 bin 339 personel ihraç edilmiştir”
FETÖ ile mücadeleye de değinen Kara, “15 Temmuz 2016’dan bugüne kadar 24 bin 339 personel ihraç edilmiştir. Bin 79 personel hakkında ise idari süreç devam etmektedir. 1 Ocak-25 Mart 2022 tarihleri arasında 268 personel ihraç edilmiştir. 154 emekli personelin rütbeleri geri alınmış, 127 personel göreve iade edilmiş, 12 emekli personelin rütbesi/unvanı iade edilmiştir. Milli Savunma Bakanlığı bünyesinde FETÖ ile iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir” ifadelerini kullandı.
"Çalışmalar bu yönde ilerliyor"
Öte yandan basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, son dönemde Fransa ile ilişkilere işaret edilerek SAMP-T ortak üretimine ilişkin soru üzerine taraflarla uzun süreli SAMP-T konusunda çalışmalar yapıldığını anımsattı. SAMP-T konusundaki çalışmaların kaldığı yerden devam etmesinin doğal olduğunu dile getiren kaynaklar, Türkiye'nin hava savunma sistemi ihtiyacına dikkati çekti. Milli imkanlarla üretimin yanı sıra tedarik prensipleri çerçevesinde bu konudaki çalışmaların devam ettiğini aktaran kaynaklar, "Önümüzdeki dönemde de çalışmalarımız ülkemizin hak, alaka ve menfaatleri için uygun ve faydalı çözüme odaklanacak şekilde devam edecek. Çalışmalar ve görüşmeler de bu yönde ilerliyor" ifadelerini kullandı.
Fransa ve Türkiye askeri heyetlerinin gerçekleştirdikleri görüşmeye ilişkin soru üzerine kaynaklar, "Görüşmelerde hem mevcut gelişmeler hem ikili ilişkiler detaylı şekilde ele alındı. Önümüzdeki dönemde birlikte ne gibi çalışmalar yapılabileceğine ilişkin fikir alışverişinde bulunuldu" dedi.
"Kimse zarar görmeden bu tehlikenin bertaraf edilmesine odaklanıyoruz"
Bakanlık kaynakları, sorular üzerine Karadeniz'deki mayın tehlikesine ilişkin de değerlendirmede bulundu. Mayınları "hasmın belli bölgelere gemilerini getirmemesi için denize döşenen patlayıcılar" olarak tanımlayan Bakanlık kaynakları, "İki tip deniz mayınından bahsedilebilir. Bunlardan birincisi dip, diğeri ise demirli mayındır. Dip mayını tamamıyla denizin dibine dökülürken demirli mayın belli bir ağırlıkla atılan patlayıcılardır. Demirli mayınlar bazen düzgün dökülmemesi veya meteorolojik şartlar gibi dış etkenlerle demirlerinden veya tellerinden kurtularak akıntı, rüzgar ve dalgaya tabi olarak hareket etmeye başlar. Bunlar 'serseri/sürüklenen mayın' olarak nitelendirilir" şeklindeki teknik bilgiyi paylaştı.
Çatışmaların başlamasının ardından Ukrayna'nın denizcilere yaptığı ilanlarla belli bölgeleri mayınladığını duyurduğunu belirten kaynaklar, daha sonra Rusya'nın da mesajla Ukrayna'nın döktüğü mayınların bir kısmının donanımlarından koparak "serseri mayın" olabileceğini ifade ettiğini hatırlattı. Sonraki süreçte Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın NOTMAR yayımlayarak sürüklenen mayın riskine karşı Karadeniz'de seyir yapan tüm gemileri uyardığını belirten kaynaklar, "NOTMAR ile birlikte Deniz Kuvvetlerimiz Karadeniz'deki keşif ve gözetleme faaliyetlerini artırdı" diye konuştu.
26 Mart'ta Garipçe, 28 Mart'ta ise İğneada açıklarında tespit edilen iki mayını hatırlatan kaynaklar, "Söz konusu iki mayın müteakip incelemelerde ihtiyaç duyulacak bilgilerin alınmasının ardından SAS timleri tarafından emniyetli şekilde imha edildi. Tespit edilen mayınlara yönelik incelemeler hiçbir ihtimal göz ardı edilmeksizin her yönüyle devam ediyor. Bu konuda kesin sonuçlara ulaşmadan herhangi bir açıklama yapmanın doğru olmayacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
"Gerekli her türlü tedbir alındı"
Sürüklenen mayın tehdidine karşı alınan tedbirlere de vurgu yapan kaynaklar, şu açıklamalarda bulundu:
"Milli Savunma Bakanlığı olarak kimse zarar görmeden bu tehlikenin bertaraf edilmesine odaklanıyoruz. Bu çerçevede Karadeniz’de deniz karakol uçağı, helikopter, İHA ile havadan; mayın avlama gemisi ve karakol gemileri ile denizden olmak üzere Sahil Güvenlik Komutanlığı ve diğer kurumlarla koordineli olarak mayın gözetleme faaliyetlerimiz devam ediyor. Mayın tespiti halinde imha etmek üzere SAS timlerimiz ise yüksek hazırlık durumuna geçirildi. Diğer taraftan sürüklenen mayın tehlikesini bertaraf etmek maksadıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Romanya ve Bulgaristan Deniz Kuvvetleri dahil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile koordineli olarak gerekli tedbirlerin alınmasına devam ediliyor. Biz Karadeniz'de problemlerin bölgesel sahiplik ilkesi çerçevesinde kıyıdaş ülkelerin iş birliği ve koordinasyonu içinde çözümünden yana olduğumuzu her zaman ifade ettik. Şu aşamada hem bizim hem kıyıdaş ülkelerin imkanlarının bu sorunu çözmeye yeterli olduğunu değerlendiriyoruz. "
Karadeniz'de sürüklenen mayınlara yönelik çeşitli sayıların ortaya atıldığı belirtilerek bununla ilgili tam sayının sorulması üzerine kaynaklar, "Bu konuda telaffuz edilen rakamlara çok itibar etmemek gerekir. Çünkü mevcut durum çerçevesinde sağlıklı bir rakama ulaşmak mümkün gözükmüyor" yanıtını verdi.