MİLLİ Eğitim Bakanlığı ve TÜBİTAK iş birliğiyle hazırlanan 'Matematikte Kodlamanın Anası Türk Kadını' projesiyle, olgunlaşma enstitülerinde geleneksel atölyeler oluşturuldu.
Ara tatili değerlendiren öğrenciler, atölyelerde matematiksel kodlama eğitimi alıp önce kağıda çizim yapıyor, ardından öğrendiklerini kumaşa işliyor. Matematiksel zekalarını geliştiren öğrenciler, Türk el sanatlarını matematik kurallarıyla birleştiriyor.
Milli Eğitim Bakanlığı ve TÜBİTAK iş birliğiyle hayata geçirilen 'Matematikte Kodlamanın Anası Türk Kadını' projesi kapsamında Antalya, İstanbul, Adana, Bursa, Balıkesir ve Sivas olgunlaşma enstitülerinde geleneksel atölyeler oluşturuldu. Atölyelerde yüzyıllardır Türk kadınının elinde şekillenen hesap işi nakış tekniğinden yola çıkılıp örgü, nakış, kilim dokuma ile robotik kodlama eğitiminde çocukların algılamalarını kolaylaştırıcı 3 boyutlu düşünmelerini destekleyen çalışma gerçekleştirildi. Ara tatili değerlendirmek isteyen öğrenciler, geleneksel kodlama atölyelerinde matematiksel kodlama eğitimleri alıp örgü, kanaviçe, nakış ve dokuma işliyor. Projeyle, öğrencilerin hem matematik zekaları gelişiyor, hem de Türk el sanatları matematikle buluşuyor.
KODLAMA EĞİTİMİ SANATLA BULUŞUYOR
Antalya Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Emine Erkal, 2 matematik öğretmeni ve 1 kodlama eğitmeniyle geleneksel atölyelerde ara tatile giren öğrencilere eğitim verdiklerini anlattı. Erkal, projeyle ilgili bilgi vererek, "Bilgisayar çağındayız. Yüzyılımız matematik öğrenmeyi gerektirmekte. Bizim Yörük Türk kadınımız yıllar önce herhangi bir matematik bilgisi olmadan doğadaki çiçekleri, hayvanlar gibi birçok deseni ürüne, yani sanata dönüştürmüş. Hesap işi yöntemiyle kanaviçe, nakış, dokuma gibi işlemlerde bu desenleri 3 boyutlu olarak sunmuşlar. Günümüzde de kodlama eğitimini 2 boyutlu bilgisayarlar üzerinden vermekteyiz. Son dönemde yapılan araştırmalara göre sadece bilgisayar üzerinden verilen matematik ve kodlama çalışmaları çocukların beyninde 3 boyutlu tasarımı desteklememektedir. Dolayısıyla bizim geleneksel sanatlarımız, çocuğumuzun beyninde 3 boyutlu şekillenecek. Tasarımsal ve matematiksel olarak daha kolay algılayabilir, şekillendirilebilir duruma getirecek" diye konuştu.
BİRÇOK İLDE EŞ ZAMANLI BAŞLADI
Projenin ara tatil süresince devam edeceğini belirten Erkal, "Gelen istekler doğrultusunda çalışmalara devam edilebilir. Antalya, İstanbul, Bursa, Balıkesir ve Sivas illerimizde eş zamanlı yürütülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığımızın koordinatörlüğünde Fas'ta yapılan projenin çıktısı olarak bu çalışmalara devam etmekteyiz" dedi.
Usta öğretici Belgin Keskin, proje kapsamında öğrencilere eğitim verdiklerini anlatarak, "Eskilerin kilim dokumaları vardır. Tezgahlarda dokunan deseni sayılara bağlı kalarak milimetrik kağıda çiziyoruz. Aynı şekilde kumaşımıza aktarıyoruz. Matematiksel olarak dikkat etmemiz gereken önemli olan şey ise çizdiğimiz şekilde kumaşa aktarabilmektir. Öğrencim Zeynep ile biraz önce çalışırken, iki kareyi işledikten sonra 'Öğretmenim ben yapabilirim' dedi. Hemen öğrendi. Şu an keyif aldığını söylüyor. Matematiksel olarak yaptığı için sayıları sayarak gitti. Hatta az önce çarpım tablosuyla hesap yaparak işledi. Bir karede 12 çizgi olması gerekiyor, 4 kutucuktan oluştuğu için '3 kere 4 kaç yapar' dediğimde direkt 12 cevabını verdi ve hesaplamalarla işlemine devam etti" dedi.
'KODLAMAYLA KEDİ ÇİZDİK'
4’üncü sınıf öğrencisi Zeynep Serra Tunç (10), çalışmada 2 karenin kumaşa işlenmesinden sonra işleyişi hemen öğrendiğini belirterek, "Öğretmenime 'Ben yapabilirim' dedim. Şu an ikinci desenime geçtim. Çok kolay geldi" diye konuştu.
5’nci sınıf öğrencisi Alperen Erkal (11) ise ara tatili Antalya Olgunlaşma Enstitüsü'nde derslere girerek değerlendiğini anlatarak, "Burada matematik kodlama, seramik, işaret dili öğreniyorum. Bugün matematiksel kodlamayla kedi çizdik. Eğlenceliydi. Zamanımı burada geçirmekten çok mutluyum" ifadelerini kullandı.
Zeynep Hüma Mardin de atölyede eğlenceli dakikalar geçirdiğini anlatarak, "Kanaviçe işliyoruz. Seramik ve cam yapıyoruz. Matematik kodlama eğitimi alıyoruz. Kareli kağıt üzerine ilk önce işleyeceğimiz resmi çiziyoruz. Sonra çarpılar şeklinde kareli kağıda çizdiğimiz resmi kanaviçeye geçiriyoruz. Kendimi mutlu, heyecanlı hissediyorum" dedi.