Memesinde eline kitle gelince hemen doktora başvuran ve koyulan kanser tanısıyla iki göğsü de alınan 3 çocuk annesi Didem Çolakoğlu, (38) dikkatli olmasının karşılığını sağlıkla aldı.
Memesinde eline kitle gelince hemen doktora başvuran ve koyulan kanser tanısıyla iki göğsü de alınan 3 çocuk annesi Didem Çolakoğlu, (38) dikkatli olmasının karşılığını sağlıkla aldı.
İzmir’de yaşayan, ev hanımı Çolakoğlu, Meme Kanseri Farkındalık Ayında meme kanseri tanısı almış, ameliyat, kemoterapi ve radyoterapi görmüş bir hasta olarak deneyimlerini paylaştı, kadınlara önemli mesajlar verdi. Çolakoğlu’nun 2. evrede yakalandığı kanser hastalığının tedavisinin zor kısmını geride bıraktığını belirten Uzm. Dr. Ahmet Özveren, “Eğer hastamız ‘yaşım genç, ailemde yok, kendi sağlığına çok dikkat eden biriyim, bende olmaz’ diye düşünse ve üstüne gitmeseydi, çok daha zor durumla karşılaşmamız söz konusu olacaktı. O yüzden bende olmaz dememeli, çünkü kanserin bedeni yok” dedi.
“Çocuklarımı düşündüm çok ağladım”
Rüya, Yağız Ege ve Duru isimlerinde üç çocuğu olduğunu, 2021 Ekim’de memesini elle muayene ederken bir kitlenin varlığını hissetmekle yaşamında yeni bir dönemin başladığını belirten Çolakoğlu, “Doktora hiç gitmeyen bir insandım. 40 yaşını geçmediğim için henüz mamografi çektirmemiştim. Sağ mememde elime şişlik gelince hemen doktora gittim. Sol mememde de varmış. Onu da doktor tespit etti. Ultrason çekildi ve arkası fena geldi. 2. evrenin başında yakalanan bir kanserdi. Dünya başıma yıkıldı, çocuklarımı düşündüm. Annem, arkadaşlarım birlikte çok ağladık. Ama ağlamak hiçbir şeyi değiştirmiyordu. O şoku üzerimden atıp hastalığı kabullenince her şey daha kolay oldu. Çocuklarımın psikolojisi bozulmasın diye onlara en azından bir süre hiçbir şey söylememe kararı aldım. Bir üniversite hastanesinde iki göğsüm alındı, aynı ameliyatta geçici protez takıldı. Kasım’da yine bir ameliyatla silikon takılacak. Ameliyat sonrasında kemoterapi başlayacaktı. Kent Onkoloji Merkezi’ne başvurdum. Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Ahmet Özveren’in tedavi programına girdim. Saçlarım dökülürse çocuklarım bundan çok etkilenecek, şüpheleneceklerdi. Kemoterapi görürken buz kaskı kullandım. Bu sayede saçlarım korunduğu için görenler kanser olduğuma inanmıyordu. Çocuklarım da anlamadı. Yorgun, halsiz olduğum kötü zamanlarımda ki iki yıl öncesinde başlayan boşanma sürecindeki gibi gizledim ve rol yaptım. Sonrasında önce büyük kızıma anlattım, oğlum konuşmalarımızdan bir şeyler çıkartıp bana kanser olup olmadığımı soruyor. Küçük ise farkında değil. Her zamanki gibi bu kötü günlerde hayatımı çocuklarım doldurdu. Ailem, arkadaşlarım beni hiç yalnız bırakmadı. Benim başıma gelenlerden arkadaşlarım ders çıkarıp hepsi kontrollerini yaptırdı. Benim önerim; bu tanıyı alanların hastalığı kabullenmeleri, tıbbın ilerlediğini ve çare bulunabildiğine inanmaları olacak. Bana bir şey olmaz diyenlere ise; kontrol yaptırmak için yakın çevrenizden birinin kanser olmasını beklemeyin, diyorum” diye konuştu.
“Kanserin bedeni yok”
Didem Çolakoğlu’nun genç bir hasta olduğuna dikkat çeken Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Ahmet Özveren, “Didem hanım 40 yaş altında, genç, meme kanseri için ne ailesel ne de bireysel risk faktörü bulunmayan bir hastamız. Kendi kendine yaptığı meme muayenesi sırasında fark ettiği küçük kitle üzerine sağlık kuruluşuna başvuru yapmış. Tetkikler sonrasında her iki memede ve agresif karakterli iki ayrı meme tümörü onun bu dikkati sayesinde erken aşamada yakalanmış oldu. Ameliyatını oldu, koruyucu kemoterapisini tamamladı, koruyucu radyoterapisi devam ediyor. Şu anda tedavilerinin zor kısımlarını sorunsuz bir şekilde atlattı diyebiliriz, koruyucu hormon ve antikor tedavileri ile takipleri devam edecek. Eğer ‘yaşım genç, ailemde yok, kendi sağlığına çok dikkat eden biriyim bende olmaz’ diye düşünse ve üstüne gitmeseydi, çok daha zor durumla karşılaşmamız söz konusu olacaktı. O yüzden bende olmaz dememeli, çünkü kanserin bedeni yok” ifadelerini kullandı.