MHP'li Vahapoğlu'nun Ahmet Davutoğlu'na tazminat ödemesi kararı hak ihlali sayıldı

Anayasa Mahkemesinin, Vahapoğlu'nun ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin kararında, siyasetçilerin birbirlerine karşı kullandıkları sözlerin açıkça polemik çıkarmaya, şiddetli tepkiler yaratmaya ve taraftarlarını konsolide etmeye yönelik siyaset üsluplarının bir parçası olduğu ifade edildi - Kararda, siyasetçilerin kabul edilebilir eleştiri sınırlarının sıradan bir kimse ile karşılaştırıldığında daha geniş olması gerektiği kaydedildi

Yayınlanma: 13:04 13-04-2022
Güncellenme: 09:06 27-06-2022
MHP'li Vahapoğlu'nun Ahmet Davutoğlu'na tazminat ödemesi kararı hak ihlali sayıldı

Anayasa Mahkemesi, MHP Bursa Milletvekili Mustafa Hidayet Vahapoğlu'nun, 2011'de dönemin Dışişleri Bakanı olan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na yönelik sözleri nedeniyle tazminat ödemeye mahkum edilmesinin ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmetti.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre Vahapoğlu, MHP Kars İl Başkanlığı tarafından 25 Ağustos 2011'de düzenlenen iftar programında partililere hitaben bir konuşma yaptı. Konuşmada, Dışişleri Bakanına yönelik "Amerika'nın posta beygiri gibi" ifadelerinin kullanılması üzerine Davutoğlu, söz konusu ifadelerin eleştiri sınırlarını aştığı, hakaret niteliğinde olduğu gerekçeleriyle Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesinde 10 bin liralık tazminat davası açtı.

Yargılamayı yapan mahkeme, 2013'te Vahapoğlu'nu 2 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. Kararın kesinleşmesinin ardından Vahapoğlu, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.

Başvuruyu değerlendiren Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 26'ıncı maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. Ayrıca, ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi kararlaştırıldı.

- Kararın gerekçesinden

Anayasa Mahkemesinin kararında, tazminata hükmeden yerel mahkemenin Vahapoğlu'nun konuşmasında geçen bir ifadeyi tırnaklama yaparak bütün konuşmanın tamamından ayrı bir şekilde değerlendirdiği tespiti yer aldı.

Derece mahkemelerinin bir kısıtlamanın ifade özgürlüğü ile bağdaşıp bağdaşmadığı hususuna karar verirken kullanılan ifadeleri bağlamından kopartmaksızın olayın bütünselliği içinde değerlendirme yapması gerektiği belirtilen kararda, siyasetçi olan başvurucunun konuşmasını sınırlı sayıdaki topluluğa hitaben yaptığının göz ardı edilmemesi gerektiği ifade edildi.

Başvurucunun, iktidar partisini ve iktidar partisinin bir üyesi olan davacıyı hedef alarak siyasi arenada avantaj elde etme ve parti teşkilatındaki kişileri motive etme gayesinde olduğuna işaret edilen kararda, "Bu noktada siyaset adamlarının birbirlerine karşı kullandıkları sözlerin açıkça polemik çıkarmaya, şiddetli tepkiler yaratmaya ve taraftarlarını konsolide etmeye yönelik siyaset üsluplarının bir parçası olduğu kabul edilmelidir." denildi.

Tazminat kararı nedeniyle Vahapoğlu'nun ifade özgürlüğüne bir müdahalede bulunulduğu belirtilen kararda, özellikle muhalefet partisinin bir üyesinin ifade özgürlüğüne yönelik müdahalelerin çok daha sıkı bir denetimden geçirilmesi gerektiği vurgulandı.

Siyasilerin eleştiri sınırlarının daha geniş olması gerektiği aktarılan kararda, "Başvuru konusu olaylar halka mal olmuş kişiler olarak hareket eden siyasetçiler arasında geçtiği için kabul edilebilir eleştiri sınırları sıradan bir kimse ile karşılaştırıldığında daha geniştir. Bu sebeple davacının kendisine yönelik eleştirilere sıradan insanlara göre daha fazla hoşgörü göstermesi gerekir." tespiti yer aldı.

Yerel mahkemenin tazminat kararının ifade özgürlüğüne müdahalede yeterli gerekçe kabul edilemeyeceği belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi:

"Mahkeme, başvurucunun ifade özgürlüğü ile davacının şeref ve itibarın korunması hakkı arasında bir denge kurmaya çalışmamıştır. Mahkemenin başvurucunun tazminat ödemesine karar verilmesine ilişkin ileri sürdüğü gerekçeler, başvurucunun ifade özgürlüğüne yapılan müdahale için ilgili ve yeterli bir gerekçe olarak kabul edilemez. Başvurucunun tazminat ödemeye mahkum edilmesinin zorunlu toplumsal bir ihtiyaca karşılık gelmediği sonucuna ulaşılmıştır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir."

Kaynak:
Etiketler:
Editör: Büşra Ustaol - busraustaol@ulkedenhaberler.com.tr

Yorum Yazın (Üye olmadan da yorum yazabilirsiniz)
0 Yorumlar
Bizi Takip Edin

ÇOK OKUNANLAR

GÖZDEN KAÇMASIN