Nilüfer Belediyesi’nin ilgiyle takip edilen ’Bir Film Bir Söyleşi’ etkinliği bu ay, sinema tutkunlarını ’Osman Sekiz’ filmi ve filmin yönetmeni Ezel Akay ile buluşturdu. Konak Kültürevi’nde gösterime sunulan, Tim Seyfi, Begüm Birgören, Kemal Uçar gibi isimlerin rol aldığı ve agorafobiden mustarip bir adamın beş sevimli canavar ile beraber eski bir köşkte yaşarken başına gelen olayları konu alan ’Osman Sekiz’ filmini izleyen sinemaseverler, ardından Ezel Akay ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. İzleyenler, filmleri ve sinema üzerine merak edilen soruların cevaplarını da Akay’dan aldı.
Nilüferli seyircilerin ’Osman Sekiz’ filmini ilk seyredenlerden olduğunu belirten Ezel Akay, "Film, yanlışlıkla sinemalara girdi ve bir hafta İstanbul’da gösterime sunuldu. Neredeyse kimsenin haberi olmadığı için izleyen olmadı. Dolayısıyla ilk izleyen seyircilerden biri sizsiniz” dedi.
Sinemada kimlik meselesiyle ilgilenen bir sanatçı olduğunu ifade eden Akay, “Çok ciddi kimlik problemi içinde büyümüş nesillerin ülkesi burası. O kimlik meselesi de hep tarihten beslenen bir konu. Onun için öyle filmler yapmayı çok istedim ve hikâyelerini ürettim de” diye konuştu.
Dijital platformların kurgu tekniklerini ve hikâye anlatma tarzlarını etkilediğini dile getiren Ezel Akay, “Bundan 15 sene önce bu tür kurguları yapsak, kimse bir şey anlamazdı. Çok fazla bilgiyi, kısa sürede almak gibi yeni bir kültüre adım attık biz” ifadelerini kullandı.
Dijital platformların sinemaya ve sinema salonlarına etkisine yönelik bir soru üzerine Akay, şöyle konuştu;
“Birlikte film seyretmenin kadim bir ihtiyaç, ritüel olduğunu düşünüyorum. Bir hikâyeyi, konseri topluca dinlemek, bunların hepsi çok eski çağlardan bu yana yapageldiğimiz bir şey. Dikkat seviyesinin daha düşük olduğu bir yerle tamamen konsantre olarak seyredilen yer arasında fark var. Türkiye’de kaliteli sinema izleyicisi sayısı arttı. Pandemi döneminde insanlar, dijital platformlarda kaliteli prodüksiyona sahip dizi, film izleyerek büyüdü. Yorumlara bakarak genç neslin ne kadar sinema entelektüeli olduğunu anlıyorsunuz. Yeni bir sinema diline çok daha yatkın, yeni bir seyirci doğuyor. Yapımcı ve yönetmenlerin de değişmesi gerekiyor. Bu dönemde biyografiler çok önem kazandı. Sinema izleyicisi kalitesini yükseltti. Sinema dilini daha iyi bilen bir seyircimiz var artık. Elimizden geldiğince onları şaşırtmak bizim görevimiz.”
“Benim için gerçek, yalandan ibaret” diyen Akay, gerçekçi şeylerin ilgisini çekmediğini söyledi. Akay, “Gerçek dediğimiz şey, hakikat arayışının önünde bir engel. Hâlbuki hakikati arıyorsan, yabancılaştıracaksın. Hepimizin gerçek diye bildiği bir şeye başka yerden bakacaksın. Acı bir ilacı şekerlemeye sararak yutturmak demek bu aslında. Çünkü ilgilendiğimiz konuların hepsi trajik, acı, üzerine konuşulması zor şeyler. Onları tatlılıkla, masal gibi anlattığınız zaman kabul görüyorlar. Ben elimden geldiği kadar bütün film hikâyelerinde böyle bir yol izleyeceğim” diye konuştu.
Söyleşinin sonunda Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Nejla Aslan, Ezel Akay’a teşekkür ederek günün anısına tablo armağan etti.