CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Fuat Oktay, çevre kirliliği kadar bilgi kirliliğinin de toplumu tehdit ettiğine dikkat çekti.
'Dezenformasyonla Mücadele Yasası'na vurgu yapan Oktay, "Oxford Üniversitesi tarafından hazırlanan dijital haber raporuna göre, Türkiye, dünyada en çok dezenformasyona maruz kalan ülke. İşte daha dün kahraman ordumuzun terör örgütü PKK/YPG'ye karşı kimyasal silah kullandığına dair alçakça bir iftira dolaşıma sokuldu. Mehmetçiğin terörle mücadelesine kara çalmaya çalışmak, terörden de beterdir ve asla kabul edilemez" dedi.
Anadolu Ajansı Çevre Forumu, Bakırköy'deki bir otelde gerçekleşti. Foruma, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da konuşmacı olarak katıldı. Fuat Oktay konuşma öncesi, alanda yer alan sergiyi de gezdi.
Çevre sorunlarıyla mücadeleyi öncelikli meselelerden biri olarak gördüklerini belirten Oktay, "Birleşmiş Milletler verilerine göre 2030'a kadar karbon emisyonunu azaltmak üzere küresel çapta yapılacak 1,8 trilyon dolarlık yatırım, 7,1 trilyon dolarlık iklim değişikliği zararının önüne geçebilir. İklim değişikliği ve çevre kirliliğiyle mücadele, önleyici hekimlik gibidir. Türkiye olarak iklim değişikliği ve çevre sorunlarıyla mücadeleyi en öncelikli meselelerimizden biri olarak görüyoruz" dedi.
İKLİM KANUNU ÇALIŞMALARIMIZ SÜRÜYOR
2053 net sıfır emisyon hedefinden de bahseden Oktay, "Ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelesinde bir mihenk taşı olacak İklim Kanunu çalışmalarımız sürüyor. 2053 yılı için Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda; tüm kamu ve özel sektör olmak üzere ilgili tüm paydaşlarımızın görüşlerini alarak kapsayıcı bir bakış açısı ile sera gazı azaltım politikalarımızı belirliyoruz. Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda Türkiye'nin Uzun Dönemli İklim Stratejisini hazırlamaya başladık. Bu yıl sonuna kadar tamamlanmasını planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
YEŞİL LİMANLARIMIZIN SAYISINI ARTIRIYORUZ
Fuat Oktay, "Bu yılsonuna kadar Türkiye'nin ilk elektrikli otomobili TOGG'u üretim bandından indirerek, hizmete sunacağız. Diğer taraftan yeşil limanlarımızın sayısını artırıyoruz. Çölleşme ve erozyonla mücadelede de dünyanın lider ülkelerinden biriyiz. Yeşil enerji yatırımlarının önünü açmak için tarife garantisi ve teşvik programlarını hayata geçirdik. Elektrik kurulu gücümüzün yüzde 54,3'lük kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşmaktadır. Yine kurulu güç olarak; hidroelektrikte Avrupa'da 2'nci, dünyada 9'uncu, jeotermal enerjide Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü, rüzgar enerjisinde Avrupa'da 7'nci dünyada 12'nci, güneş enerjisinde ise Avrupa'da 8'nci, dünyada 16'ncı sırada yer almaktayız" diye konuştu.
Oktay, "Sıfır Atık Projesi ile 3,9 milyon ton sera gazı salınımı önlenmiş, 347 milyon ağaç kurtarılmış, 87 milyon varil petrol, 650 milyon ton hammaddeden tasarruf edilmiştir. Çevre bilincini küçük yaşlardan itibaren aşılamak üzere müfredata çevre eğitimi ve iklim değişikliği dersi eklenmiştir" dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ORTAK BİR SORUNDUR
Oktay, "Değişmesi gereken tabiatın dengesi değil üretim ve tüketim alışkanlıklarıdır. İklim değişikliği, şehirlerin alt yapılarını da tehdit ediyor. Mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları bundan sonra şehirlerin alt yapısını ve üst yapısını dizayn ederken iklim değişikliğini yeni bir parametre olarak dikkate almalıdır. Hazırlanacak tüm alt yapı ve üst yapı projelerinde iklim değişikliği parametresi yeni bir dizayn kriteri olmalıdır. Bununla birlikte iklim krizinden kaynaklı afetlerde kriz yönetimiyle risk yönetimini birlikte başarmak zorundayız. İklim değişikliği sorunu ortak bir sorundur; çözümü de ortak olmalıdır. Tüm ülkelerin beraberce elini taşın altına koyması gerekir; çünkü başka dünyamız yok. Ortak evimiz dünyanın geleceği için ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadele politikasını ve sektörel stratejileri Cumhurbaşkanımız liderliğinde güçlendirmeye devam edeceğiz" dedi.
İKLİM KRİZİNİ DOĞRU ANLATMAK MEDYA ORGANLARINDAN TEMEL BEKLENTİMİZDİR
Fuat Oktay, "İklim değişikliği çoğunlukla bilimin, akademinin ya da araştırmacıların alanına giren teknik bir konu olarak nitelendiriliyor. Oysa sonuçları açısından düşünüldüğünde iklim krizi dünyanın en ücra köşesindeki insanı dahi ilgilendiren küresel bir olgudur. Medya organları içeriklerini belirlerken haklı olarak çoğunluğu ilgilendiren, ilgi çeken ve somut olaylara yönelmekte. Dolayısıyla gözle görülür olmayan iklim krizinden ziyade ülke gerilimleriyle ilgili haberlere, nükleer tehditlere ya da göç hadiselerine medyada daha sıklıkla rastlıyoruz. Ancak medya çalışanlarının insanlığa karşı bir sorumlulukları olduğunu unutmamak gerekiyor. Doğal ekosistemin korunması yönünde farkındalık, ancak medyanın desteği ile yaygınlaştırılabilir. İklim krizini doğru anlatmak, krizin derinliğini göstermek, hikayeleri aktarmak ve sorunları çözümleriyle birlikte sunmak medya organlarından temel beklentimizdir" dedi.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ KADAR BİLGİ KİRLİLİĞİ DE TOPLUMLARI TEHDİT EDİYOR
Fuat Oktay, "Çevre kirliliği kadar aslında bilgi kirliliği de toplumları tehdit ediyor. Geçtiğimiz hafta medya organlarını yakından ilgilendiren 'Dezenformasyonla Mücadele Yasası' yürürlüğe girdi. Gerçek, ayakkabılarını giymeden, yanlış bilginin dünyayı 3 kez dolaştığı günümüzde çıkan yasayla, 'Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' eğiliminin önüne geçilmektedir. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler. Oxford Üniversitesi tarafından hazırlanan dijital haber raporuna göre, Türkiye, dünyada en çok dezenformasyona maruz kalan ülke. İşte daha dün kahraman ordumuzun terör örgütü PKK/YPG'ye karşı kimyasal silah kullandığına dair alçakça bir iftira dolaşıma sokuldu. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, dünyanın her yerindeki faaliyetlerinde daima hukuka bağlı şekilde, sivilleri, doğayı, kültürel mirası ve değerleri saygıyla mücadele etmektedir. Mehmetçiğin terörle mücadelesine kara çalmaya çalışmak, terörden de beterdir ve asla kabul edilemez. Düzenlemeyi asılsız ithamlarla karalamaya çalışanlar, bugüne kadar dezenformasyondan ve panikten beslenenlerdir. Dezenformasyonla Mücadele düzenlemesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.