Geçtiğimiz yıl Türkiye’de ilk kez yapılan bir uygulama ile 15 Kasım 2021 Cuma günü; ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri ara tatiline çıkmıştı. İkinci ara tatil dönemi geldi çattı bile... Bu ara tatillerin çocuklar üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri konusunda birçok fikir mevcut. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Kln. Psk. Melis Ünlü, ara tatil için ebeveynlere fikirler verdi.
Ara tatil fikri güzel çünkü uzun eğitim dönemlerinde verilen ara tatiller çocuğun gelişimi ve akademik başarısı üzerinde önemli katkılar sağlayacaktır. Yorgunluğu bir nebze alacak olan bu tatiller, çocukların döneme daha enerjik devam etmelerini sağlayacaktır. Sürekli çalışmak, ara vermemek performans kaygısının ve başarısızlık korkusunun yerleşmesine, duygusal bir basınç oluşturmasına neden olur.
Çocuklar için tatil, tatil gibi mi geçiyor?
Bazı aileler tatile çocuklar gibi eğlence, dinlenme, oyun ve aktivite olarak bakmayabiliyorlar. Dersleri unutmamak, tatil rahatlığına alışmamak adına okul düzeninden çıkmak istemiyorlar. Çocuk için okul dönemindeki gibi sıkı bir ders programı belirleniyor. Bunda öğretmenlerin de katkısı büyük. Okul sürecindeki ödevleri aratmayan hatta daha fazlası ödevler, çocuklar için tatili dinlenme sürecinden çok ödev yetiştirme süreci olarak geçirmelerine sebep oluyor. Bu konuda tatil kavramını tekrar hatırlayabilmek gerektiğini düşünüyorum. Tatiller dinlenerek, eğlenerek, değişik aktiviteler kazanılarak geçirilmelidir.
Tatil demek, kurallardan vazgeçmek değildir. Okul sürecini, tatil zamanında farklı aktivitelerle değerlendirmek, çocuğu kuralsız bırakmış olmaz. Öğrenme süreci, sosyal öğrenme olarak devam eder. Çocuğun buna da ihtiyacı vardır. Bir resmi veya bir yapbozu tamamlamak, odayı düzenlemek, görmek isteyip de göremediği bir yere gitmek, bir aile büyüğünü ziyaret etmek ve bazı ders konularını tekrarlamak gibi.
Okula dönünce zorlanacak düşüncesi sadece kaygıdan ibaret.
Çocuklar için bu tatil, enerji toplama amaçlıysa, amacına yönelik geçirilmesi gerekir. Okula döndüğünde zorlanacak düşüncesi sadece bir kaygıdır. Tatile alışabilen çocuk, okul düzenine de tekrar alışabilir. Unutmamak gerekir ki molalar öğrenmenin bir parçası olup çocuklarının psikolojisinde ve öğrenme sürecinde önemli ve gereklidir.
Öğrencilerin önünde uzun bir eğitim yaşantısı olacağı için öğrenme davranışını sevmeleri, zorunluluktan ziyade hevesli ve istekli olarak çalışmalara katılmaları, okulun da kazandırması beklenen en kritik önemdeki davranıştır. Bu nedenle okul tatili, verimli geçirildiğinde çocuklar için güzel katkıları olacaktır. Bu verimliliği yeni bir sürece başlama psikolojisiyle de ele alabiliriz. Derslerin gidişatıyla ilgili değerlendirme yapıp eksikler belirlenip neler yapılması gerektiği konusunda yeni kararlar alınabilir. Tatil bir dinlenme ve bir düşünme sürecidir. Yeniden deneme şansı hisseden çocuk için verim arttırmaya yönelik bir planla, tatil sonrası sürece başlayabilir. Daha hevesli ve istekli olacaktır.
Şimdiden hem öğrenciler hem de ebeveynler için keyifli ve tadında bir tatil olabilmesi dileğiyle.