ÇANAKKALE'nin Biga ilçesine bağlı Kemer köyünde, 2 bin 700 yıllık geçmişe sahip Roma İmparatorluğu'nun liman kenti Parion'daki kazı çalışmaları sırasında, 2 bin yıllık anne ve çocuğuna ait mezar bulundu.
Kazı Başkanı, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Keleş, "Bunlardan bir tanesi, yetişkin bireye ait kadın mezarı, diğeri ise 9-11 aylık bir çocuk mezarıydı. Bu iki mezarın anne ve çocuğuna ait mezar olduğunu tespit ettik" dedi.
Biga ilçesine bağlı Kemer köyü sınırlarında yer alan 2 bin 700 yıllık liman şehri Parion'da, 2005 yılında kurtarma kazısıyla başlayan çalışmalar, 2015'ten itibaren Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Vedat Keleş başkanlığındaki ekip ile sürdürülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle Türk Tarih Kurumu desteğiyle Parion Antik Kenti'nde 2022 çalışmaları, nisan ayından beri devam ediyor. Bu yılki kazılarda 17'si Rusya'dan olmak üzere toplam 80 kişilik ekip çalışıyor. Kazılarda, yeni buluntular da ortaya çıktı. Bu buluntulardan en dikkat çekeni ise 2 bin yıllık anne ve çocuğa ait mezar oldu.
'EN ÖNEMLİ KENTLERDEN OLDUĞU BİR KERE DAHA BELGELENDİ'
Parion Antik Kenti kazı çalışmalarının 4 sektörde odakladıklarını söylen Kazı Başkanı Prof. Dr. Vedat Keleş, "Birincisi Roma hamamı, ikincisi tiyatro, agora ve dükkanlar ve güney nekropolde çalışmalarımız devam ediyor. Bu zamana kadar yapılan çalışmalarda yaklaşık olarak 100'e yakın envanterlik eser, bine yakın da etütlük eser ele geçti. Bu da bizim için oldukça önemli. Bu eserler çalışmaların sonunda Troya Müzesi'ne teslim edilecek. Yapmış olduğumuz çalışmalarda ele geçen eserlerle birlikte, bu seneki çalışmaları değerlendirdiğimizde Parion'un özellikle Roma döneminde bölgesinde en önemli kentlerden biri olduğu bir kere daha belgelenmiş oluyor. Çünkü sahip olduğu 2 limanı ve zengin hinterlandı ile beraber antik dönemin en önemli su yollarından bir olan Çanakkale Boğazı üzerinde konumlanan Parion'un, özellikle Roma döneminde bölgede son derece aktif bir rol oynadığı bu sene ki buluntularla da tespit edildi" dedi.
'BURADA İLK DEFA TUĞLA ÖRGÜ MEZAR TİPİYLE KARŞILAŞTIK'
Kentin güney nekropolünün milattan önce 6'ncı yüzyıldan milattan sonra 4'üncü yüzyıla kadar sürekli kullanıldığını belirten Prof. Dr. Keleş, şöyle konuştu:
"Bu seneki çalışmalarda şu ana kadar yaklaşık 25 mezar açıldı. Bu mezarlardan 2 tanesi bize son derece zengin buluntular verdi. Bu mezarlar 270 ve 275 numaralı mezarlar. Bunlardan bir tanesi yetişkin bir bireye ait bir kadın mezarı, diğeri ise 9-11 aylık bir çocuk mezarı. Bunlar kremasyon mezarlar ama ele geçen buluntulara baktığımız zaman ölüler yakıldıktan sonra ölü hediyelerinin mezara konulduğunu anlıyoruz. Bu buluntular içerisinde çeşitli pişmiş toprak kaplar, gözyaşı şişeleri, özellikle çocuk mezarında ele geçirilen 2 adet çıngırak, biri metal, diğeri pişmiş toprak. Bunun yanında kandiller, bazı Eros figürleri oldukça zengin bir mezar olduğunu gösteriyor. Yaklaşık 25 adet mezar Parion'un özellikle Roma döneminde ölü gömme adetlerini yeni veriler katması bakımından bizim için son derece önemli. Burada ilk defa tuğla örgü mezar tipiyle karşılaştık. Bu nedenle son derece önemli. Bütün mezarlardan bir Şaron geleneğine ait, ölülerin ağzında ya da ellerinin kenarında, dizlerinde sikkeler ele geçirildi. Onlar da Şaron geleneğinin yani sandalcı dediğimiz, yer altı dünyasında ölüleri karşı kıyıya geçiren sandalcıya verilen paralar hemen hemen bütün mezarlarda ele geçirildi. Bu mezarlar Parion'un milattan sonra özellikle 1'inci yüzyıl dönemi hakkında bize önemli veriler veriyor. Bu iki mezar anne ve çocuğuna ait bir mezar" diye konuştu.