VAN Gölü'ndeki gözle görülür çekilmenin ardından Türkiye'deki 453 kuş türünün yarısını barındıran havzadaki Erçek Gölü de metrelerce çekildi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, "Orada çok önemli biyolojik yaşam var. Başta flamingolar olmak üzere birçok kuş türünün üreme noktası, yaşam alanı. Uzun vadede sadece gölü kaybetmiyoruz. O gölün çevresinde ortaya çıkan o yaşam alanlarını, ekosistemleri de kaybediyoruz" dedi.
Dünyanın en büyük sodalı gölü, Türkiye'nin ise en büyük gölü olma özelliği taşıyan Van Gölü'nde gözle görülür çekilme devam ederken, 'kuş cenneti' diye tabir edilen Erçek Gölü'nde de aynı sorun yaşanıyor. Türkiye'deki 453 kuş türünün yarısını barındıran ve aynı zamanda yalnız yerel türlerin değil, flamingolar gibi göçmen kuşların da önemli konaklama ve üreme alanlarından birine ev sahipliği yapan 95 kilometrekarelik Ercek Gölü'nün birçok sazlık ve sulak alanının bu yıl tamamen kuruduğu gözleniyor.
Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü'nün doğusunda kalan alanların iklim değişikliği sürecinden olumsuz etkilenen sahalar olduğunu söyledi. Hava sıcaklıklarının fazla, yağışın daha az düştüğünü, yağış şeklinin ve mevsimler içinde düştüğü aylar ile yağış miktarının da değiştiğine dikkat çeken Alaeddinoğlu, buharlaşmanın da hızlı arttığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Tabi bütün bunlar da havzadaki irili ufaklı birçok gölün geleceğine ilişkin maalesef olumsuz senaryoların ortaya çıkmasına neden oluyor. İşte bunlardan bir tanesi yakın gelecekte yani geçen yıl tamamen kuruyan ancak 2022 kış aylarında düşen yağışla nispeten çok az bir su yüzeyde birikmesine karşı bahar aylarıyla birlikte yani sıcaklıkların artışıyla birlikte tekrar kuruyan Akgöl gibi göller ki bunlar artık hayatımızdan çıkan göller olarak kabul edebiliriz. Yani bu göllerin büyük bir kısmı tekrar geri gelmeyecek. Her yıl yağışlarla birlikte belli ölçüde belki kısmi bir su birikintisi gerçekleşecek. Ama uzun dönemde bu göller artık özelliklerini kaybetti diyebiliriz."
Kuraklığın, Erçek Gölü gibi büyük göllerde ciddi alansal kayba neden olduğunu belirten Alaeddinoğlu, "Tabi Erçek Gölü gibi göller temelde kaybettikleri su ya da kaybettikleri alan sadece görsel açıdan bir sorun yaratmıyor. Aynı zamanda oradaki ekosistem açısından da bir sorun yaratıyor çünkü Erçek Gölü çevresi sulak alanlarla çevrili. Yani orada çok ciddi bir habitat, çok önemli bir biyolojik yaşam ve kuş türleri var. Başta flamingo olmak üzere birçok kuş türünün üreme noktası, yaşam alanı yani bunlar da yok oluyor dolayısıyla uzun vadeli sadece gölü kaybetmiyoruz. Gölü kaybediyoruz ama o gölün çevresinde ortaya çıkan o yaşam alanları, o ekosistemleri de kaybediyoruz" diye konuştu.
Başta Erçek Gölü olmak üzere Van Gölü'nün alan kaybettiğini anlatan Alaeddinoğlu, "Ama Erçek Gölü'nün alan kaybetmesinin şöyle bir sorunu daha ortaya çıkabilir. Erçek Gölü kaybolursa Erçek Gölü'nün beslediği ve belki de bugün o su kaynaklarının Van Gölü'nün birçok kıyı noktasında, o konutların ihtiyaç duyduğu su kaynaklarının da azalması anlamı da geliyor. Dolayısıyla bütün döngü oradaki seviye düşmesine bağlı olarak değişebilir. Yani insanların ihtiyaç duyduğu içme ve kullanma suyu ortadan kalkabilir. Tabi ki bu çok kötü bir senaryo" dedi.
Erçek Gölü kıyısındaki Karagündüz Mahallesi'nde yaşayan Mehmet Ali Polater ise bu yıl bulundukları bölgede çok fazla kuraklık olduğu için tarım ve hayvancılık konusunda ciddi sıkıntılar yaşadıklarını söyleyerek, "Akarsularımızda çok büyük yetersizlikler var. Ekinlerimiz aşırı kuraklıktan dolayı kurudu. Gölün çekilmesinden zaten kuraklığın boyutu anlaşılıyor. Burası flamingoların konaklama merkezi, göçmen kuşlarının uğrak yeri fakat onlar da zorlanıyor. Geçmiş yıllara oranla sayılarının azaldığını görüyoruz" diye konuştu.