YENİDOĞAN Yoğun Bakım Uzmanı Prof.Dr. Didem Aliefendioğlu, yendioğan sarılığının bebeklerin gözlerinin akında ve cilt renginde sararma olmasıyla fark edilen bir durum olduğunu söyleyerek, “Kandaki indirekt bilirubin miktarının çok artmasının özellikle de yaşamın ilk haftası içinde artması beynin belli bölgelerinde birikerek nörolojik bozukluklara sebep olabileceği için tehlikeli olabilir. Bu nedenle sarılıklı bebekler takip edilmelidir. Takipte, bilirubin düzeylerinin aşırı yükselmesinin önlenmesi ve nörolojik zarar görme riskinin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır” dedi.
Güven Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Prof. Dr. Didem Aliefendioğlu, yenidoğan sarılığında sararmanın önce göz akında başladığını ve bilirubin düzeyinin arttıkça sırasıyla yüze, gövdeye ve ayaklara doğru yayıldığını söyledi. Aliefendioğlu, “Sağlıklı yenidoğanlarda hayatın ilk gününden sonra, erken doğan bebeklerde daha sık olmak üzere, yenidoğan bebeklerin yüzde 60 ile 80’inde gözlenmektedir. Taburcu olmadan önce bakılan indirekt bilirubin düzeyi yüksek bulunanlar, 38 haftadan küçük doğanlar, anne sütü alan ancak yeterince beslenemeyen (aşırı tartı kaybı olan) bebekler, ilk 24 saatte sararanlar, tanı konmuş kan uyuşmazlığı veya enzim eksikliği olanlar, daha önce sarılık nedeniyle tedavi (fototerapi veya kan değişimi) uygulanmış kardeşi olanlar ve saçlı derisinde kanaması (sefal hematom) olanlar sarılık açısından riskli gruptadır” diye konuştu.
"SARILIKLI BEBEKLER TAKİP EDİLMELİDİR"
Sarılığın çoğunlukla kendiliğinden düzeleceğini belirten Aliefendioğlu, şunları söyledi:
Zamanında doğan bebeklerin üçte ikisinde saptanan ve tedavi gerektirmeyen sarılığın nedeni, sıklıkla anne karnında oksijenin nispeten düşük olduğu ortamda artmış olan kırmızı kan hücrelerinin doğumdan sonra azalmasıyla indirekt bilirubin maddesinin açığa çıkmasıdır. Bu tip sarılık ikinci günden sonra başlar, bilirubin düzeyleri çok yükselmez ve çoğunlukla bir haftada düzelir. Buna geçici sarılık diyoruz. Bebeklerin az bir kısmında ise bilirubin düzeyleri çok artabilir ve tedavi gerektirebilir. Kandaki indirekt bilirubin miktarının çok artmasının özellikle de yaşamın ilk haftası içinde artması beynin belli bölgelerinde birikerek nörolojik bozukluklara sebep olabileceği için tehlikeli olabilir. Bu nedenle sarılıklı bebekler takip edilmelidir. Takipte, bilirubin düzeylerinin aşırı yükselmesinin önlenmesi ve nörolojik zarar görme riskinin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Doğumdan sonra bebeklerin ilk muayeneleri ve taburculukta yapılan muayeneleri sırasında cilt renkleri kontrol edilmeli ve sarılık varsa bilirubin düzeyine bakılmalıdır. Yaşamın ilk gününde gelişen sarılık patolojiktir ve inceleme ve yakın takip gerektirir. Sarılık açısından risk faktörü varsa bebek yakından takip edilmeli, günlük kontroller ile bilirubin düzeyindeki değişiklik gözlenmelidir. Böylece yüksek düzeylere çıkışı ve bebeğin zarar görmesi önlenebilir.”
TEDAVİ YÖNTEMLERİNİ SIRALADI
Sarılığın en çok görüldüğü yaşamın ilk günlerinde bebeğin özellikle anne sütü ile iyi beslenmesi bilirubin artışına engel olduğunu ve sarılık görülme oranını azalttığını kaydeden Aliefendioğlu, “Kandaki indirekt bilirubin miktarı belli bir düzeyin üstüne çıkarsa düzeyi azaltmak ve oluşabilecek nörolojik zararlanmayı önlemek için tedavi gerekir. Fototerapi ve kan değişimi olmak üzere iki çeşit tedavi yöntemi bulunmaktadır ve uygulanacak tedavi yöntemi, bebeğin durumu ve bilirubin düzeylerine göre belirlenmektedir. Fototerapi ile tedavi yöntemi, bebeğin gözlerinin kapatılıp çıplak olarak lambalardan oluşan bir düzeneğin altına yatırılmasıdır. Bebeğe uygulanan bu tedavi ile ciltte biriken indirekt bilirubinin yapısının değiştirilip suda çözünür hale getirilmesi ve idrarla vücuttan atılabilmesi sağlanır. Bu yöntem ile bilirubin düzeyi yeterince azaltılamaz ve tehlikeli olabilecek bir düzeye ulaşması önlenemez ise kan değişimi gerekir. Bu tedavi, bebeğin göbek kordonunda yer alan toplardamara yerleştirilen bir kateter aracılığı ile bebekten kan alma ve bebeğe kan verme işleminin gerçekleştirilmesi şeklindedir. Böylece bebekte sarılığa sebep olan indirekt bilirubin miktarı azaltılmış olur. Ayrıca sarılığın sebebi kan uyuşmazlığı ise ek olarak kandaki kırmızı kan hücrelerinin yıkılmasına ve bilirubin artışına sebep olan antikorlar azaltılırken bu hücrelerin yıkılmasıyla ortaya çıkan kansızlık da düzeltilmiş olur" ifadelerini kullandı.