Köy edebiyatı hareketinin şiirdeki temsilcilerinden biri olan şair, eğitimci ve yazar Mehmet Ali Başaran anısına ithaf olan "Köy Enstitüleri Fikir ve Kültür Günleri" programında İlber Ortaylı ve İrfan Değirmenci’nin “Köy Enstitülerinin Tarihsel Süreci” konulu söyleşisine ilgi yoğun oldu.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, Belediye Meclis Üyesi Tülay Çankaya, CHP Ayvalık İlçe Başkanı Hüseyin Şalmanlı, İYİ Parti Ayvalık İlçe Başkanı Gülten Sütçüoğlu ile salonu dolduran kalabalık bir izleyici grubunun hazır bulunduğu programa Prof. Dr. Ortaylı’nın açıklamaları damgasını vurdu.
“Köy Enstitülerine, ‘Burası komünist yatağı oldu’ diye bakanlar değil, aksine sol düşün dünyasından da eleştiriler gelmişti”
Köy Enstitülerinin birçok yönüyle eleştirildiğini hatırlatan İrfan Değirmenci, yaptığı açılış sunumunda, “Aslında eleştiri getirenler sadece Köy Enstitülerine, ‘Burası komünist yatağı oldu’ diye bakanlar değil, aksine sol düşün dünyasından da bu tür eleştiriler gelmişti. Eleştirmek elbette mümkün. Ama bu enstitülerin nasıl bir fedakârlıkla ve nasıl bir şartlarda kurulduğunu da bilmek gerekiyor. Aksu’daki Köy Enstitüsü’ne müdür olarak gönderilen isim, ‘Orada insan büyüklüğünde sivrisinekler var. Sivrisinekler kemikli ve insan taşıyorlar neredeyse.” demiş. Oysa o bölgede sıtma var. Sıtma ile mücadele edilmesi gerekiyor önce. Salgın hastalıklar var. Çünkü bataklık alanlarda kurulmuştu Köy Enstitüleri” ifadelerini kullandı.
“CHP çok partili hayata geçince Köy Enstitülerinin sonu getirilmiştir”
Etkinlikte konuşan Tarihçi-Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı da, Köy Enstitülerinin 1940 yılında kurulduğunu hatırlatarak, “Tabi artık Kemal Atatürk hayatta değildi. Fakat oluşum onun devrindedir. Hasan Ali Yücel’in teorisidir. Sonradan kurulmuştur. O dönem CHP devridir. Tek parti dönemidir. CHP çok partili hayata geçince de Köy Enstitülerinin sonu getirilmiştir” dedi.
“Siyasi partilerin hiçbir şekilde Türkiye’nin yakın tarihine müspet veya menfi ortak olma hakları yoktur”
Türkiye tarihinin eksik öğretildiğini savunan Ortaylı, “Bu eksik öğretilme de çok yanlış hedeflerle tespit ediliyor. Şunu söyleyeyim, mevcut siyasi partilerin hiçbir şekilde Türkiye’nin yakın tarihine müspet veya menfi ortak olma hakları yoktur. Yani ne bu zevatın, ’Biz çok iyi şeyler yaptık ve biz bunu belgeliyoruz’ deme hakkı vardır. Ne de, ‘Bunlar çok kötü işler yaptılar. Biz de onlarla savaştan geliyoruz’ diyebilmeye hakları vardır. Bu biraz tuhafa gelecek ama normal olarak bu iş böyle yapılır. Köy Enstitüleri bunun için bir esastır” ifadelerini kullandı.
“Osmanlı İmparatorluğu dağılırken, bu eğitimin benzerleri Bulgaristan ve Romanya’da kurulmuştur”
Atatürk’ün edebiyat ya da filozofi fakültesini kurmadığını vurgulayan İlber Ortaylı, “Çünkü böyle bir şey zaten vardı dünyada. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi kurmak ise Atatürk’ün icadıdır. Yani o bir deha meselesidir ve orijinaldir. Köy Enstitüleri bir ihtiyacı karşılayabilmek için kurulan eğitimdir. Osmanlı İmparatorluğu dağılırken, bu eğitimin benzerleri Bulgaristan ve Romanya’da kurulmuştur. Türkiye’de bu sistemi doğrudan doğruya Kemalizm yaptı. Yani doğrudan doğruya köydeki öğretmeni yetiştirmek ve köy öğretmenini köy önderi yapmaktı. Fevkalade önemli bir projeydi” dedi.
“Ben doğdum doğalı cumhurbaşkanı seçemedi bu memleket”
Türk hayatının en büyük sorununun, politikacılarının yalan söylemekten de öte çocuk gibi prensip sahibi olmamaları olduğunu savunan Prof. Dr. Ortaylı, “Prensip sahibi olsalardı zaten, bugün en azından cumhurbaşkanı adayı tespit etmekte daha akıllıca ve daha tertiplice gideriz. Herkes cumhurbaşkanı seçiyor. Ama bizim kadar aciz hale getiren var mı? Ben doğdum doğalı cumhurbaşkanı seçemedi bu memleket. İhtilal çıkarılır, darbe yapılır. Bu durum prensipsizliklerle ilgili bir şeydir. Yani siz asgari müştereklerde anlaşamıyorsunuz. Mesela oruç tutan, tutuyor. Tuttuğu kadar. Tutmayan, tutmuyor. Tutanın hoş görülmemesi diye bir şey varsa, o durum Atatürk Lisesi’nde de var. Dil, Tarih Coğrafya Fakültesi’nde de var. Kimseye iftar saatine göre bir şey yapılmıyor. Ama ortada da bir gevşeklik var. Stalinist Rusya değil bunu yapan. Takip edeyim falan, yok böyle bir şey. Şimdi şimdi böyle bir his uyduruyorlar. Adeta Stalin Rusya’sı çiziliyor tek parti döneminde. Böyle bir şey yok. ‘Nereden çıkarıyorsunuz bunu?’ diye soruyorum. ‘Annem anlatıyor’ diyor. Senin annen ne bilir ki? Bunlar işin irfanıyla bağdaşmıyor” ifadelerini kullandı.
“O dönemde hiç kimsenin sağcılarla, ya da solcularla büyük kavgası yoktu”
Kurtuluş Savaşını yapan komutanların maceraperest adamlar olmadığını savunan İlber Ortaylı, “İş yapmak isteyenlerdi. Hiç kimse öyle din savaşına girip, bilmem ne medeniyet savaşı, iktisadi savaş gibi işleri halletmeye kalkmaz. Mümkün değil. Yani ne İsmet Paşa böyledir, ne Kemal Atatürk böyledir. Hatta beş vakit namaz kılan Fevzi Paşa böyledir. Akıl var irfan var. O dönemde hiç kimsenin sağcılarla ya da solcularla büyük kavgası yoktu” diye konuştu.
Başkan Ergin ve Meclis Üyesi Çankaya’dan birer buket çiçek
Etkinliğin sonunda Ayvalık Başkanı Mesut Ergin ile Belediye Meclis Üyesi Tülay Çankaya İrfan Değirmenci ile Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya birer buket çiçek takdim ettiler.
Etkinliğin sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, "Ülkemizin aydınlanma meşalesini yakan Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 82. yılında saygıyla hatırlıyor ve hatırlatıyoruz" dedi.