Abone Ol

Prof. Dr. Tecer: Trakya'da günde 450 bin ton su tüketiliyor, deşarj lüksümüz kalmadı

TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Lokman Hakan Tecer, ülkede yaşanan kuraklığın, hayatın gerçeği haline dönüştüğünü ve yapılması gerekenlerin konuşulması gerektiğini belirtti. Tecer, "Trakya'da günde 450 bin ton metreküp su tüketiliyor. Bu suyu arıttıktan sonra deşarj etme lüksümüz kalmadı. Arıtılıp geri kazanarak proseste tekrar kullanılabilir hale getirilmesi gerekiyor" dedi.

Yayınlanma: 14:01 27-01-2023
Güncellenme: 14:01 27-01-2023
Prof. Dr. Tecer: Trakya'da günde 450 bin ton su tüketiliyor, deşarj lüksümüz kalmadı

Türkiye'de son dönemde mevsim sıcaklıklarının normalden yüksek seyretmesi, kuraklık tehlikesinin artmasına neden oluyor. Özellikle bazı baraj ve göletler, doluluk açısından alarm verirken, Tekirdağ'ın Süleymanpaşa ilçesinde Bıyıkali ve Yazır göletlerinde de su çekilmeleri oldu. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, acilen önlem alınması gerektiğine vurgu yaptı. Tecer, kuraklığın tüm dünyada etkili olduğunu, alınacak önlemlerin mutlaka uygulanması gerektiğini söyleyerek "Evet hayatımızın bir gerçeği haline dönüştü. İklim değişikliğiyle beraber yaşanan kuraklık, sıcaklıkların artması, mevsimlerin artık yavaş yavaş normal dönemlerinden kayması. Tabi ki konuşup geçtiğimiz konular ama bunların yakın, orta ve uzun vadede çok ciddi sonuçları olacak. Dolayısıyla bunlarla mücadele etme iklim değişikliğine uyumlu bir adaptasyon sürecine girme vakti geldi. Yapılması gerekenlerin artık konuşulması gerekiyor. Bu yapılması gerekenler, kuraklıkta yaşamayı öğrenme adına, kuraklığın verdiği zararlardan korunma anlamında devletin, kurumların, sanayicilerin, birey ve vatandaşların yapması gereken iş ve işlemler var" diye konuştu.

'SU KAYNAKLARINI KORUMAYA BAŞLAMALIYIZ'
Kuraklıkla mücadelede su kaynaklarının korunmasına, sanayide ve bireysel kullanılan sulardan başlanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tecer, "Hayat biçimimizi fikri ve uygulamalı olarak dönüştürmemiz gereken noktalar var. Türkiye'de biliyorsunuz suyun yüzde 70'e varan kısmı tarımsal sulamada kullanılıyor. Yüzde 10-15 kısmı endüstriyel olarak tüketiliyor. Geri kalanı da evlerimizde ve iş yerlerimizde kullandığımız sulardan oluşuyor. Dolayısıyla kuraklıkla mücadelede su kaynaklarının korunmasına tarımsal sulamalardan sanayi üretiminde kullanılan sulardan ve bireysel olarak kullandığımız sulardan başlamamız gerekiyor. Bir kere sanayici mutlaka daha az suyu tüketen yeni teknolojilerle üretim yapmak zorunda. Bu da yeterli gelmeyecektir. Bugünden tezi yok, geç kalınmış bir süreç var ki atık sularının arıtılarak tekrar kazanılıp proseste kullanılması gerekiyor" dedi. 

'DEŞARJ LÜKSÜMÜZ KALMADI'
Özellikle Trakya'daki endüstriyel faaliyetlerde, günde 450 bin metreküp su tüketildiğinin altını çizen Tecer, "Bugün Trakya bölgesindeyiz. Buradaki endüstriyel faaliyetlerde günlük tüketilen su miktarı nedir biliyor musunuz? Aşağı yukarı günde 450 bin ton metreküp su tüketiliyor ve bu su belli bir derece arıtıldıktan sonra deşarj ediliyor. Bu suyu artık arıttıktan sonra da deşarj etme lüksümüz kalmadı. Bu suyun bir kısmının bugünden başlayarak arıtılıp geri kazanarak proseste tekrar kullanılabilir hale getirilmesi gerekiyor. Bu kolay bir iş değildir biliyoruz ama kesinlikle katkı sağlayacaktır. Çünkü bütün dünyada artık suların geri kazanılmasıyla alakalı projeler uygulanmaya başladı ve yaygınlaştırıldı bile. Biz geç kaldık, halen de vakit geçiriyoruz. Bunun uygun teknolojilerle yeni yöntemlerle daha sürdürülebilir metodolojisini bulup atık sularımızı arıtıp tekrar kazanarak sanayide tekrar kullanmamız lazım" diye konuştu.

'DAMLAMA SULAMAYA GEÇİLMESİ LAZIM'
Tarımsal sulamada damlama sulama yönteminin daha da yaygınlaştırılabileceğini kaydeden Tecer, "Tarımsal sulanmada büyük bir su kütlesi tüketiyoruz. Bunun vahşi sulamayla vazgeçilerek daha damlama sulama, yağmur temelli sulama modeline geçmek lazım. Bu da çiftçilerimizin eğitilmesi ve buna duyarlı hale getirilmesiyle gerçekleştirilebilecek bir şey. Devletin de bunu takip etmesi, sübvanse etmesi, teşvik ve desteklemesiyle ancak gerçekleşebilir" dedi.
Kuraklığın önüne geçmede, günlük yaşam biçiminde yapılacak tasarrufların katkısının önemli olduğu da belirten Prof. Dr. Tecer, "Bütün bunlar yetmeyecektir tabi. Bizler de günlük yaşantımızda suyu tüketirken bilinçli bir tüketimle tasarruf ederek, israf etmeyerek daha az suyla ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek bir hayat biçimine dönüşmemiz lazım. Belki bazı nesilleri bu anlamda kaybetmiş olabiliriz, alışkanlıklarımız bize müsaade etmiyor olabilir ama ilkokuldan itibaren eğitim sistemimize sularımız ve sularımızın korunmasıyla alakalı müfredatlara yer verirsek çocuklarımızı bugünden eğitmeye başlarsak yarın ve yarından sonraki nesiller sularını koruyabilecek bir yaşam biçimini davranış haline dönüştürmüş olurlar. Kuraklığın etkilerini azaltabiliriz. Neticede ülkenin bir su kaynağı var, su potansiyeli var. Bu potansiyelini etkin bir şekilde kullanarak kuraklığın verebileceği zararların önüne geçmiş olabiliriz" diye konuştu.
Süleymanpaşa Ziraat Odası Başkanı İmdat Saygı da 50 yıldır böyle kuraklık görmediklerini belirterek, "2022 yılını kurak bir yıl olarak yaşadık. 2023'e girdik. Buğdaylarda şu anda herhangi bir sıkıntı yok. Belirli bir yağış aldık ama şu anda derelerde su yok. Barajlar bildiğiniz gibi yarıdan aşağıya düştü. Çiftçi, en azından bir kar görmek istiyorlar. Nisanda mayısta yağış olursa mahsulümüz olur. Gerçekten görülmemiş bir yıl yaşıyoruz. Biz böyle bir yıl görmedik. 50 yıldan beri böyle bir kuraklık yaşamadık. Bu yıl çok düşük. Bekliyoruz, inşallah hava raporları önümüzdeki günlerde yağışlı gösteriyor. Olursa çiftçimiz rahatlayacak" dedi. 

Kaynak: DHA
Editör: Onurcan Kurtay - onurcankurtay@ulkedenhaberler.com.tr

Yorum Yazın (Üye olmadan da yorum yazabilirsiniz)
0 Yorumlar
Bizi Takip Edin

ÇOK OKUNANLAR

GÖZDEN KAÇMASIN