Son dönemde hammadde ve enerji başta olmak üzere hızla artan girdi maliyetlerine ve kurlarda yaşanan hareketliliğe rağmen üretime ara vermeksizin devam etmek üzere büyük bir öz veriyle çalışan plastik sanayine bir darbenin de haksız rekabetten geldiğini dile getiren Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün, ”Son aylarda İran’dan yurda giren polietilen ambalajların piyasada hammadde fiyatının da altında satıldığına ve yaşanan bu damping sebebiyle çok sayıda işletmenin üretim yapamaz hale geldiğine şahitlik ediyoruz. Söz konusu duruma bir önlem alınmaması halinde bu mamul grubunda tamamen ithalata bağımlı bir yapı oluşması dahi söz konusu olabilir” dedi.
Açık bir damping uygulanmakta
İran’ın polietilen film grubu ürünlerde açık bir damping uyguladığının ve ülke sanayisini hedef aldığının altını çizen Selçuk Gülsün, ”Herkesin bildiği üzere plastik sektöründe hammadde fiyatları küresel piyasalarda belirleniyor, bu sebeple fiyatlar arasında görülen ufak farklar ancak lojistik maliyeti kaynaklı olabiliyor. İşte bu şartlar altında İran’dan gelen ürünlerin hammadde fiyatının dahi altına yurtiçi piyasamıza sokuluyor olmasının tek açıklaması kasıtlı bir damping yaparak Türkiye’de yerleşik sanayinin rekabet gücünü yitirmesi ve üretimini durdurmasının hedefleniyor olmasıdır. Öyle ki, plastik film, poşet ve streç grubunu incelediğimizde bir önceki yıla göre İran’dan yapılan ithalatın miktar bazında 4 kat arttığını gözlemliyoruz. İran daha önce farklı ürün gruplarında da damping uygulamasına gitmişti. Örneğin bir dönem polistiren grubu ürünleri stiren hammaddesinin dahi altında satmaya başlamış, Ticaret Bakanlığımızın yürüttüğü anti-damping süreci neticesinde bu yıkıcı rekabete karşı firmalarımızın korunması mümkün olmuştu. Bugün de yaşanan durum bundan ibaret olup bir an önce koruyucu önlemler hayata geçirilmelidir” dedi.
Finansmana erişim imkanları hızla daralıyor
Ülkemizin artan risk primi sebebiyle finansmana erişim maliyetlerinin yükseldiğini ve bu durumun sanayimizin rekabet gücünü kısıtlar hale geldiğini belirten Gülsün, ”Özellikle sektörümüz gibi hammadde de 85’in üzerinde dışa bağımlı olduğumuz bir sanayi kolunda kurlarda yaşanan yukarı yönlü hareketler işletme sermayesine olan ihtiyacı çok arttırıyor. Diğer yandan küresel belirsizlikler sebebiyle sanayicimizin stok arttırma yoluna gitmesi de işletme sermayesi artışını daha da yukarı tırmandırıyor. Bu süreçte finansmana erişim maliyetlerinin artmış olması ise potansiyelimizi yakalamamız önündeki en büyük engellerden. Öyle bir noktaya geldik ki çoğu sanayicimiz kendi üretiminden ziyade finansal piyasalara kilitlenmiş durumda. Önümüzdeki dönemde rekabet gücümüzü korumak adına bu belirsizliklerin bertaraf edilmesi de önemli bir hedef olarak önümüzde duruyor” dedi.
Sanayimizi korumalı ve gelişmesi için uygun ortamı sağlamalıyız
Son yıllarda ülke olarak hemfikir olduğumuz bir konu varsa onun da kalıcı büyümenin ancak sanayileşmeyle mümkün olacağı hususu olduğunu dile getiren Gülsün, ”Bu sebeple içeride istikrarlı ve öngörülebilir politikalar ile sanayinin gelişmesi için uygun bir ortam yaratılırken sanayimiz dış saldırılara karşı da korunmalıdır. Bu kapsamda İran’dan dampingli olarak ithal edilen polietilen film grubu ürünlere yönelik olarak koruma önlemlerinin hayata geçirilmesi adına tüm kamu kuruluşlarımızı göreve çağırıyoruz, biz de bu sürecin takipçisi olacağız” dedi.