ESKİŞEHİR'de, üniversite öğrencisi Onur Kaya'nın (22) defalarca bıçaklayarak öldürdüğü sevgilisi Tuğçe Can'ın (25) annesi Emine Can, "Dayanılacak bir acı değil.20 gündür ciğerim yandı. Benim saçının teline dokunamadığım, benim öpmeye kıyamadığımdı. Benim öpmeye kıyamadığım çocuğuma nasıl kıydınız? Hangi gerekçeyle? Artık gözümde yaş kalmadı" dedi.
Tepebaşı ilçesine bağlı Çamlıca Mahallesi'nde oturan Bekir ve Emine Can çiftinin 3 çocuğundan, yaşlı bakım teknikeri Tuğçe Can, 12 Ocak’ta ikiziyle Yenibağlar Mahallesi'nde kaldıkları dairenin apartman girişinde, sevgilisi Onur Kaya'nın bıçaklı saldırısında hayatını kaybetti. Cinayetin ardından fare zehri içen Kaya, polis ekiplerince yakalanırken, Yunus Emre Devlet Hastanesi'nde 2 gün tedavi görüp, taburcu edildi. Gözaltına alınan Kaya, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı hakimlikçe 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı. Kaya, savcılıkta susma hakkını kullandı.
'O DA NEFES ALMASIN'
Özel huzurevinde yaşlı bakım teknikeri olarak çalışan Tuğçe Can'ın annesi Emine Can, günlerdir kızının acısını yaşadıklarını söyledi. Onur Kaya'nın en ağır cezayı almasını istediğini belirten Can, "Bu acının tarifi yok. Önce Allah'a sonra adalete güveniyorum. En ağır cezayı alacağına eminim, inanıyorum. En ağır ceza verildiğinde, belki o zaman bir nebze olsun nefes alabiliriz. 20 gündür benim çocuğum, toprağın altında nefes almıyor. O da nefes almasın. Hiçbir annenin, babanın ciğeri yanmasın. Bir kişi ölmüyor, bir aileyi öldürüyor. Bizi yaşarken öldürdüler. 20 gündür neler yaşadığımızı biliyoruz. Ne suçu vardı? Ne günahı vardı? Allah'ın verdiği canı almaya yetkisi var mıydı? Yoktu. Kızım ekmeğinin peşindeydi. Sabah kalktı, çocuğum giyindi, işine gidiyordu. Ne olabilirdi o anda? Zaten çok kısa bir süredir görüşüyormuş" dedi.
HAYALİ HUZUREVİ AÇMAKMIŞ
Tuğçe Can'ın en büyük hayalinin huzurevi açmak olduğunu belirten anne Can, şunları söyledi:
"Benim 3 tane çocuğum var, kızlarım ikizdi. Burada ulaşım problemimiz var. Çocuklar, gece bir yere gidemiyor, gelemiyor. O yüzden gece nöbetten çıkıyor, ulaşmak için araç yok. Çalışıyorum, baba çalışıyor. 'Haydi ev tutalım' dedik. Hafta sonları buraya geliyorlar. Hafta içi orada kalıyorlar. Bu yılın sonunda ikisi de ehliyet alarak, buraya geleceklerdi; taşınacaklardı. Öyle karar vermiştik ama olmadı. En büyük hayali, birincisi motor almaktı; ikincisi de huzurevi açmaktı. 'Anne, benim açma belgem var. Burayı huzurevi yapalım' diyordu. Yaşlıları ve çocukları çok sevdiğini söylüyordu. En büyük hayali oydu. Kendisi zaten huzurevinde çalışıyordu. Huzurevinde biri vefat ettiğinde oturup, 3 gün ağlıyordu. 'Anne, onları çok seviyorum' diyordu. Hepsine 'anne', 'baba' diyordu. 'Çok gençsin. Belki bıkarsın, ileride bize bakamazsın' dediğimde 'Anne olur mu öyle şey? Ben size de bakarım' diyordu. Motor tutkusu vardı. Motor almak için para biriktiriyordu. Ben de yardım edecektim. Onunla işe gidip, geleceğini söylüyordum. Bu ay içerisinde çalıştığı iş yeri Sazova Mahallesi'ne taşınacaktı."
'BAŞKA ANNELERİN CİĞERİ YANMASIN'
Son görüştüklerinde Tuğçe Can'ın saçlarını okşayıp kendisini öptüğünü anlatan Emine Can, kızını gelinlikle göremediği için çok üzgün olduğunu söyledi. Başka annelerin de aynı acıyı çekmesini istemediğini belirten Can, "Ağırlaştırılmış müebbet verilmesini istiyorum. Başka annelerin ciğeri yanmasın. Başka çocukların hayalleri yarım kalmasın. Benim kızım gelinliğini giyemedi. Benim kızım 25 yaşında. Kara toprağa gelin gitti. Onlar da gün yüzü görmesinler. Sözün bittiği yer, diyoruz. Her gün kadına şiddet haberlerini izliyordum. 'Benim başıma gelmez' demiyordum ama bak geldi. Her gün o insanlara diyordum ki 'Nasıl bir vicdanınız var? Nasıl bir insanlığınız var?'. Olaydan yarım saat öncesinde internette izledim, beddua ederek mutfağa gittim. Arkasından eşime telefon geldi, şok oldum. Hafta sonu bizim yanımızdaydılar. Pazar gecesi kendim bıraktım. Beni öptü, saçlarımdan öptü. 'Anneciğim, hakkını helal et. Her şeyimizi veriyorsun' dedi. 'Helal olsun annem' dedim. 'Paranızı harcamayın' dedim. 'Bak heveslerin, isteklerin var' dedim. 'Onları alırız, ben de çalışıyorum, destek olurum' dedim. Ertesi günü akşama kadar bana sürekli 'Anneciğim, seni çok seviyorum' mesajı attı. 'Ben de seni çok seviyorum annem' dedim. Son konuşmamız oydu. Bir daha görmedim. Bir daha morgda gördüm. Dayanılacak bir acı değil. 20 gündür ciğerim yandı. Benim saçının teline dokunamadığım, benim öpmeye kıyamadığımdı. Benim öpmeye kıyamadığım çocuğuma nasıl kıydınız? Hangi gerekçeyle? Artık gözümde yaş kalmadı" diye konuştu.
Tuğçe Can'ın babası Bekir Can da Onur Kaya'nın en ağır cezayı almasını istediğini söyledi. Can, "Yetkililerden tek isteğim; adaletin tecelli etmesi. Gerekli cezayı alsın ki daha sonrakilere örnek olsun. Türk adaletine, hakim ve savcılarına güvenim sonsuz. Bizim canımız yandı; gitti, gelmeyecek" dedi.