Türkiye Sigorta Birliği’nin Olağan Genel Kurulu, sektör paydaşlarının ve üye şirketlerin katılımıyla düzenlendi. TSB Başkanı Benli’nin 2022 değerlendirmelerini sunduğu toplantıda, 2023 yılında öne çıkacak konular, deprem aksiyonları ve deprem sonrasında yapılacaklar önemli yer tuttu.
Sigorta sektörünün çatı kuruluşu Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB), Olağan Genel Kurul’u 25 Nisan 2023 tarihinde düzenlendi. TSB Başkanı Atilla Benli, SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu ve Yeni Zelanda Sigorta Konseyi CEO’su Tim Grafton’ın sektöre ilişkin önemli bilgiler paylaştığı toplantıya BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben de katıldı.
TSB üye şirketleri ile sektörün önemli isimlerinin katılımıyla düzenlenen Genel Kurul’da, sigortacılığın mevcut durumunun yanı sıra, sektörün geleceği de konuşuldu. Sigorta sektörünün ülke ekonomisine sağladığı katma değerin altını çizen Başkan Benli, Kahramanmaraş depreminin, tüm tedbirlere rağmen önüne geçilemeyen maddi zararların giderilmesi ve hayatın normal akışına döndürülmesi için sigortanın en önemli araç olduğunu bir kez daha hatırlattığını belirtti. Sektörün bundan sonra atacağı adımlara ve yürütülen çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulunan Benli şöyle konuştu: “Sağlığımız, doğamız, toprağımız, şehirlerimiz, evlerimiz, arabalarımız ve birikimlerimiz; hepsi sigorta ile korunuyor. Bu yüzden, sigorta farkındalığının artırılması hepimizin en önemli sorumluluğu.”
Eroğlu: “Sigorta Bilincini Sürdürülebilir Şekilde Tabana Yaymalıyız”
Sigortanın ülke ekonomisi için stratejik değerde olduğunu vurgulayan SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu şu ifadelerde bulundu: “Risklerin çeşitlendiği ve derinleştiği bir dönemden geçiyoruz. Son dönemde yaşadığımız depremler, yeni fayların ortaya çıkması, iklim değişiklikleri, siber saldırılar bunların başında geliyor. Her risk, farklı fırsatları içinde barındırıyor. Depremle birlikte farkındalık üst düzeye ulaştı. Ajandamızda öncelikli tek bir konu var. Üst düzeye ulaşmış bu bilinci sürdürülebilir şekilde tabana yaymak. İletişim stratejilerini politikalara dönüştürmek. Buradan tüm sektöre çağrımdır. Bu fırsatı iyi kullanmamız gerekiyor.”
Eroğlu, SEDDK’nın yeni dönemdeki yol haritasına ilişkin de bilgiler verdi: “Yeni deprem tarifesi, bankalarda satılan sigortalarla ilgili düzenlemeler, dağıtım kanallarının rehabilite edilmesi ve segmentlere ayrılması, trafik operasyon merkezi ile poliçe üretim sorununun giderilmesi, trafik yol haritasının kalan bölümünün devreye alınması, sağlık alanında hazırlanan yeni yol haritası ve istihdamı, finansal sigortaları, katılım sigortacılığını da içinde barındıran vizyon belgesini hayata geçireceğiz.”
Sigorta sektörünün çatı kuruluşu TSB’nin, Türkiye ekonomisine katkı sağlamayı en önemli sorumluluğu olarak kabul ettiğini belirten Atilla Benli, sektörün ekonomiye sağladığı fon tutarının 644 milyar liraya ulaştığına dikkat çekti. Bu fonların Türkiye’nin uzun vadeli finansman ihtiyacına katkı sağladığını hatırlatan TSB Başkanı, sektörün gelişimi ile ilgili şunları dile getirdi: “Ülkemiz, dünyanın 20. büyük ekonomisi iken sigortacılıkta 38. sıradadır. Bankacılıktan sonra 2. en büyük sektör olan sigortacılığın önünde gideceği yollar, değerlendireceği fırsatlar var. Bu yolda hep birlikte başarıyla yürüyeceğimize inanıyorum. 2013-2022 yılları arasında sektörümüzün bileşik yıllık büyüme oranının %29 olarak gerçekleşmesini memnuniyetle takip ediyoruz. Öte yandan prim üretiminde ise 235 milyar TL’ye yükselerek büyük bir başarıya imza attık. Devletimizin son dönemde önemli reformlar gerçekleştirdiği BES ve OKS’de de 2013-2022 yılları arasındaki bileşik yıllık büyüme oranı %37 oldu. Fon büyüklüğümüz de Mart 2023 itibarıyla 454 milyar TL’ye yükseldi.”
Benli: “Sigortacılık afet yönetiminin merkezinde konumlandı”
Depremlerin ilk günden itibaren, tüm paydaşlarıyla beraber afetzedelerin yanında olduklarını, olmaya da devam edeceklerini belirten TSB Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem sahadaki hem de merkezlerimizden yürüttüğümüz çalışmalarımıza anında başladık. Bu kapsamda; 13,3 milyar TL nakdi yardım, 383 bin kıyafet, 5,4 milyon hijyen malzemesi, 92 tır, 4 sahra mutfak, 323 konteyner, 9 ambulans, 10,4 milyon yardım araç gereci ve 322 bin gıda yardımını toplayarak afetzedelerimize gönderdik.”
Aynı zamanda hasar süreçlerinin koordinasyonu için çeşitli faaliyetler yürüttüklerini belirten TSB Başkanı, kamu kurumlarıyla bilgi paylaşımını yoğunlaştırarak sektörden gelen talepleri ilgili kurumlara aktardıklarını, böylece sigortalıların tazminata en hızlı biçimde ulaşması için kritik adımlar attıklarını ifade etti.
Atilla Benli: “Sigorta sektörümüz afet yönetimi içinde çok merkezi bir noktada konumlandı, önemli sorumluluklar üstlendi. Tüm paydaşlarımızla birlikte, imkânlarımızı seferber ederek depremzede vatandaşlarımızın yanında yer aldık. Ayrıca sektörümüzün emek verenlerinin de afetzede hâline geldiğini unutmadık. Felaketin ilk gününden itibaren sigorta sektörü çalışanlarının sorunlarını ve eksiklerini gidermek için çalışmalara başladık. Şirketlerimizin aldığı inisiyatiflerle depremden etkilenen acentelerimiz için finansal, lojistik ve operasyonel destek sağladık.
Sektörümüzü, dünyadaki gelişmiş ülkelerdeki sigortacılıkla karşılaştırırsak hiçbir eksiğimiz olmadığını; hatta nitelik, hazırlık ve insan kaynağı olarak daha iyi bir konumda olduğumuzu görüyoruz. Sigortalı tüm varlıkları deprem öncesindeki hâline getirecek teminat gücüne sahibiz. Yeter ki millet olarak, özel sektör olarak devletimizle yan yana duralım. Birliğimiz ve dayanışma ruhumuzla bu zor günleri aşacak, daha güçlü bir geleceği hep birlikte inşa edeceğiz.”
TSB Olağan Genel Kurulu’na katılan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben de depremin sigorta sektörünün önemini bir kez daha hatırlattığını belirtti. Akben, “Sigorta sektörünü güçlü kılmamız gerekiyor. Bankaların bu noktadaki gelişime sağlayacağı katkılar için iş birliğine her zaman hazırız” dedi.
TSB Genel Kurulu’nun önemli konuklarından biri de Yeni Zelanda Sigorta Konseyi CEO’su Tim Grafton’dı. Konuşmasında, fay hatlarıyla çevrili olan Yeni Zelanda’da da 2010-2011 yıllarında yaşanan depremlerin ardından gelen zorlu sürece, alınan aksiyonlara ve bugün hâlâ uygulanan yöntemlere kadar pek çok konuya değinen Tim Grafton, sigortacılık ve deprem konusundaki tecrübelerini aktardı.
Bu kapsamda yeni yasal düzenlemeler de gerekebildiğini belirten Grafton, maddi hasarın yol açtığı zorlukların yanı sıra, kilit toplumsal konulara da hassasiyetle yaklaşılması gerektiğini hatırlattı. Afet sonrası hizmet sektörünün sekteye uğradığına dikkat çeken Yeni Zelanda Sigorta Konseyi CEO’su, duruma hazırlıklı olabilmek için deprem öncesinde ilgili politikaların oluşturulmasının önemine vurgu yaptı. Tim Grafton, afet sonrası süreçte, sigortalıların bilgi alma ihtiyacının arttığına dikkat çekerek, sürecin işleyişine dair sık aralıklarla bilgilendirme yapmanın güveni tazelediğinin altını çizdi.