Yaklaşan Liseye Geçiş Sınavı (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) öncesi bir açıklama yapan Uzm. Dr. Özcan ve Psikolog Gizem Başkılıç Turan, sınav kaygısıyla başa çıkmak için önerilerde bulundu.
Kaygının hayatta kalmamızı sağlayan temel duygularımızdan biri olduğunu anımsatan Uzm. Dr. Özcan, “Sınav kaygısı, psikosomatik belirtiler ile bedenimize yansıyan, zihnimize otomatik olumsuz düşünceler şeklinde gelen ve bu süreci yönetmekte zorlandığımız bir durumdur” dedi.
Sınav sürecine dahil olan ve kaygıyı yönetmemizi zorlaştıran çevresel ve kalıtsal faktörler olduğunu anlatan Uzm. Dr. Özcan, çocuğun zeka kapasitesinin, dikkat performansının beklentileri karşılamaya uygunluğuna göre bir yol belirlenmesi gerektiğini kaydetti.
Okul ve ebeveyn tutumunun çocuğun sınav stresi ile baş etmesini destekleyici yönde olması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özcan, şöyle devam etti:
“Unutmamak gerekir ki, sınav kişinin performansını değerlendiren bir araçtır, kişinin başarısını veya kişiliğini değerlendirmek için tek başına yeterli değildir. Bizler korkan ve korktuğu şeye karşı kendini savunan ya da ondan kaçan bir neslin devamıyız. Örneğin ilkel dönemlerde vahşi hayvan görüp kaçmak ya da onunla savaşmak gibi. Yani korku ve kaygı bizim hayatta kalmamız için beyin sapımızda kayıtlı, genetik aktarımı olan biyolojik bir durumdur. Fakat bu sistem bazen öylesine bozulur ki sınav anında vahşi hayvan görmüş gibi korkudan ve kaygıdan hiçbir şey yapamaz hale geliriz.”
Kaygının belirtileri
“Sınav kaygısını yönetemeyen bir çocukta sınav öncesinde nabız yükselmesi, hızlı nefes alıp verme, aşırı titreme, terleme ya da karın ağrısı şeklinde bedensel belirtiler görülebilir” diyen Uzm. Dr. Özcan, şöyle konuştu:
“Bu çocuğa ne hissettiğini sorduğumuzda ‘sınavdan korkuyorum’ yanıtını alırken, zihin ‘ya sınavı yapamazsam ya bildiklerimi unutursam ya başaramazsam?’ şeklinde otomatik olumsuz yanıtlar verir. Bu da bize kaygının aslında sınavın kendisinden değil sınav ile ilgili olumsuz düşünce kayıtlarımızdan kaynaklı olduğunu gösterir.”
Sınav kaygısını yönetmek mümkün
Çocuk ve Ergen Psikoloğu Gizem Başkılıç Turan ise “Sınav kaygımızı yönetebileceğimiz davranışsal ve bilişsel egzersizler mümkündür, bu egzersizlerden nasıl yararlanabileceğimizi bilmek kaygıyı yönetmemize yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı.
Düşünceleri bir bulut kümesine benzeten Turan, “Her gün zihnimizin içinden birçok bulut geçip gidiyor. Fakat her geçen düşünce bulutunun ne dediğini yüzde 100 kabul etmek doğru değildir. Gerçek ve kanıt aradığımız düşüncelerimizi daha belirleyici tutarak ve kaygı bulutlarının geçip gitmesine izin vererek bu süreci kolaylaştırabiliriz” önerisinde bulundu.
“Sınava başlamadan 10 dakika önce oturduğunuz sandalyeyi ellerinizle tutup, ayaklarınızı da sıkıca yere bastırın” diyen Turan, şunları anlattı:
“Elleriniz ile tuttuğunuz sandalyeyi yukarı çekerken ayaklarınızı da aşağı doğru itin. 10 dakika içerisinde bu egzersizi 3 tur tamamlayın. Bu egzersizde asıl amaç kasları ters hareket ile gerip hem dikkati uyarmak hem de vücudumuzun gevşemesine yardımcı olmaktır. Yani dikkati harekete geçirerek zihnimize ‘kendine gel’ mesajı veriyoruz.”
Sınavdan bir gün öncesinde; ders çalışmamak, ılık duş ve rahatlatıcı, hafif, gevşeme ve nefes egzersizleri yapmak, neşeli bir film izlemek, özel hayatta değişiklik yapmamak aynı saatte ve uygun süre uyumak, aynı beslenme düzenini sürdürmek sınava girilecek yeri görmek, sınavda yanına alınacak eşyalar ile belgeleri düzenlemek ve zamanında sınav yerine gitmek gerektiğine vurgu yapan Turan, öğrencilere sınav kaygısıyla başa çıkabilmek için şu önerilerini şöyle sıraladı:
“Sınava girmeden önce tuvalete gitmek, sınav esnasında ise rahat oturma şekli belirlemek, ‘Ben elimden geleni yaptım’ cümlesini içinizden tekrar etmek, kolay olarak yapılan sorulardan başlamak, zor soruları atlamak, sonra dönmek, sınavda çevreye bakıp nasıl yaptıklarını izlemek yerine diğerlerini görmezden gelmek ya da başka yere odaklanmak ve sınavda kaygı çok artarsa biraz ara verip nefes egzersizi yapmak gerekir.
Kaygımızı yönetmekte zorlanıyorsak uzman yardımı almalıyız. Sınava hazırlanırken yardım ve tedavi alarak baş etme yöntemlerini öğrenebilir, zorlu düşüncelerle karşı karşıya gelindiğinde elinizden gelenin en iyisini yaptığınızı kendinize tekrar edebilirsiniz.
Aileler ve öğretmenler ise mükemmeliyetçi sözler, davranışlar ve bu tarz mesajlardan uzak durmalı, sonuca değil sürece vurgu yapan sözlerle yaklaşmalı, kıyaslamalardan ve yüksek standartlardan uzak durmalı, gerçekdışı beklentiler ve hedefler koymamalı.”