Medicana Int. Samsun Hastanesi 20 farklı şehir, 44 bildiri, 16 akademisyen, 54 öğretmen, 150 öğrencinin yer aldığı HAY (Hacı Bektaş-ı Veli, Ahi Evran, Yunus Emre) Bilgi Şöleni’nde öğrencilerle buluştu. "Hacı Bektaş Veli- Ahi Evran-Yunus Emre’nin Hayatı, Şahsiyeti, Eserleri, İslam Bilim ve Düşünce Tarihindeki Yeri ve Önemi" ile "İslam Bilim ve Düşünce Tarihi" olmak üzere iki ana başlık çerçevesinde gerçekleştirilen HAY Bilgi Şöleni açılış programı Medicana International Samsun Hastanesi’nin sponsorluğunda gerçekleşti. UNESCO tarafından Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri Programı’na alınan Cumhurbaşkanlığı himayelerinde koordine edilen Hacı Bektaş-ı Veli’nin vefatının 750. yıl dönümü, Yunus Emre’nin vefatının 700. yıl dönümü, Ahi Evran’ın doğumunun 850. yıl dönümü anısına Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Samsun BİLSEM ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi iş birliği ile "HAY Bilgi Şöleni" hazırlandı.
Açılışa katılan Medicana Int. Samsun Hastanesi Genel Müdürü Güner Armutlu, düzenlenen şölen için şehir dışından gelen tüm akademisyen ve öğrencilere “İlkadım şehri Samsun’a hoş geldiniz” diyerek, HAY Bilgi Şöleni’nin hayata geçirilmesinde emek veren herkese teşekkür etti. Kurulan stantla hastaneye dair bilgiler verilerek, düzenlenen seminer ile öğrencilerin soruları cevaplandı.
Sınav kaygısı
Şölende Medicana Int. Samsun Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. Emre Ürer, “Özel Yetenekli Çocuklarda Sınav Kaygısı" konulu seminer verdi. Uzm. Dr. Ürer, “Kaygı, nesnesi belli olan ya da olmayan herhangi bir duruma karşı psikolojik, fizyolojik ve sosyal alanda yanıtlarla karakterize, yoğun yaşandığında kişiyi ve çevresini olumsuz etkileyen bir durumdur. Kaygı belirli bir düzeye kadar kişinin performansını arttırır, yani ‘güdüleyici’ etkiye sahiptir. Sınav kaygısı; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açma potansiyeli olan yoğun kaygı olarak tanımlanır. Bireyin sınava yüklediği anlamlar, sınavla ilgili zihinde oluşturulan imaj, sınav sonrası duruma ilişkin atıflar ve sınav sonrası elde edilecek kazanımlara verilen önem sınav kaygısı oluşumu üzerinde etkili olabilen bireysel faktörlerdir. Kişinin kaygı bozukluğuna ‘yatkın’ olması, ‘siyah’ ya da ‘beyaz’ düşünme tarzı, ailede veya okulda ‘yüksek standart’ların ve memnuniyetsizliğin olması sınav kaygısını tetikler” ifadelerini kullandı.
Başa çıkma yolları
Sınav kaygısıyla başa çıkma yollarına ve sınav öncesi yapılabileceklere değinen Uzman Dr. Ürer, “Düşünce ve inançları sorgulamak, gerçekçi olmayan düşünme alışkanlıklarını farklı bir gözle yeniden değerlendirmek, nefes alma egzersizleri, gevşeme egzersizleri, kaygıyı bastırmaya değil, onu kabul etmeye ve tanımaya çalışmak, düşünceleri durdurma tekniği, dikkatini başka noktalara odaklama tekniği kullanılabilecek başa çıkma yollarıdır. Sınav öncesi ise, çalışma alışkanlıklarını ve sınava ilişkin tutumları gözden geçirerek yeni bir zihinsel yapılanma yaratmaya çalışmak gerekir. Zamanı iyi kullanılmalıdır. Beslenme ve uykuya dikkat edilmelidir. Sınava yönelik çalışmaları son güne/geceye bırakmamak önemlidir. Uygun yöntemlerle kaygının azaltılmasını sağlamak gerekir. Olumsuz otomatik düşüncelere karşı alternatif açıklamalar getirme, kontrolün kendisinde olduğunu hatırlatma, yanıtlayabileceği sorulardan başlama, kaygıyı azaltmaya yönelik teknikler kullanma (hızlı gevşeme, dikkat artırma teknikleri, kontrollü nefes alıştırması) sınav esnasında yapılabilecek bazı çalışmalardır” diye konuştu.
“Psikiyatrik destek ne zaman gereklidir” sorusunaysa Ürer, “Bir ruhsal bozukluk ortaya çıkmışsa (depresyon, anksiyete bozukluğu, uyku bozukluğu vs. Ruhsal belirtilerden dolay işlevselliğinin bozulması, kaygıyla başa çıkmak için uygun olmayan yollar kullanma, davranış bozukluklarının görülmesi psikiyatrik destek gerektiğinin başlıca göstergeleridir” şeklinde cevap verdi.