Balıkesir’de Nimet Sağdık Özyiğit Ortaokulu’nda müdür yardımcısı olarak görev yapan Kenan Benli, Sivas’a özgü Zeron buğdayını anlattığı bir kitap yazdı. Kitabında birincil şahısların ağzından halk hikayelerine yer veren Benli, doğup büyüdüğü topraklara vefa borcunu ödemek için "Zeron, Bir Buğday, Bin İnsan” adlı kitabı kaleme aldı. Lise yıllarında edebiyat öğretmeninin okuduğu kitapların etkisinde kalarak edebiyata ilgisinin arttığını belirten Benli, geçmiş değerlerinden vazgeçmeyerek memleketine olan gönül borcunu ödedi.
“Sonraki nesillere kalmasını istiyorum”
Kenan Benli, Zeron buğdayının unutulmamasını istediğini belirterek, “Ata tohumunun sonraki nesillere kalması, isminin unutulmaması ve bu bölgenin bereketi olduğu için buradan yola çıkarak Hasan Çal adında yaşlı bir insanla sohbetimden sonra konuya heveslendim. Daha önceden edebiyat öğretmenim olan Sadık hocamın bunda etkisi büyük. Çünkü onun okuduğu kitaplardan etkilenerek, buradaki öykü anlatımını yorumlayarak bir yol çizdim ve edebiyat dünyam o şekilde gelişti. Bu kitapta var olan kişilikler oldukça müstesna kişilikler ve enteresan biçimde başarılı olmuş insanlar” şeklinde konuştu.
“Bu kitapta bu bölgenin tarihi anlatımı var”
Benli, kitabındaki hikayelerin tarihi bir anlatımı da olduğunu belirterek, "Bu kitabın içerisinde acı, hüzün, başarı gibi birçok olay var. Bunların ortak özelliği de bu kitabı oluşturan buğdayın diyalektiğinden ortaya çıkan bir konu. Yani bu kitapta gördüğün insanların tamamı Zeron buğdayının yetiştirdiği özellikte insanlar. Bu bölgeye ait kitap olmasından dolayı, bu bölgede oldukça olumlu sonuçlar elde ettik. Özellikle çevrenin idari yetkilileri bu kitapla ilgilendiler. Çünkü bu kitapta bu bölgenin tarihi anlatımı da var. Birincil kişilerden yaşanmış halk hikâyeleri olduğu için dikkat çekti. İçerisinde bulunan hikayelerin de aynı zamanda tarihi anlatımı var, yani aynı zamanda bu bir tarihi kaynak” ifadelerini kullandı.
“Bu topraklara gönül borcum vardı”
Benli, doğup büyüdüğü topraklara gönül borcu olduğunu söyleyerek, “Bu kitabı yazmamdaki en büyük amaç ben bu topraklarda doğdum, sürekli edebiyatla ilgiliydim ve bu topraklara gönül borcum vardı. Bugüne kadar da böyle bir çalışma yapılmamıştı. Diyaletliği buğday olan insan öykülerinin olduğu herhangi bir kitap çalışması olmamıştı. Bugüne kadar düz biyografi okuyorduk, bunda anlatım ve edebiyat olaraktan yüksek bir edebi dil kullanmaya çalıştım. Benim bütün amacım burada doğduk, büyük ve bu topraklarda bir gün hayatımızı kaybedeceğiz, bu topraklara bir eser bırakmaktı. Bu ata tohumunun ismini de bütün nesillerimize kalacak şekilde armağan etmekti, onu da başardığımı düşünüyorum” dedi.