Geleneksel medya “duygusal”, dijital medya “hedef odaklı ve ilgi çekici”
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte seçim dönemlerimde kullanılan dil, yöntem ve araçlar da değişiklik gösteriyor. Seçim kampanyalarında kullanılan geleneksel medya ile dijital medyanın farklılıklarını, olumlu ve olumsuz taraflarını değerlendiren Doç. Dr. Gül Esra Atalay sosyal medyanın günümüzde seçim kampanyaları için önemli bir araç haline geldiğini söyledi. Doç. Dr. Gül Esra Atalay, geleneksel medya kampanyalarının, duygusal vurgular ve geniş kitlelere ulaşma hedefiyle yapılırken, dijital medya kampanyalarının daha hedefli, etkileşimli ve ilgi çekici bir yaklaşıma sahip olduğunu söyledi.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay seçim kampanyalarında geleneksel medya ve dijital medyanın etkilerini değerlendirdi.
Geleneksel medyada duygusal, dijital medyada doğrudan iletişim
Geleneksel medya kampanyalarının, duygusal vurgular ve geniş kitlelere ulaşma hedefiyle yapılırken, dijital medya kampanyalarının daha hedefli, etkileşimli ve ilgi çekici bir yaklaşıma sahip olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Geleneksel medyada, adaylar kampanyalarını tanıtmak için gazete, televizyon, radyo gibi araçlara yöneliyor ve basın toplantıları, röportajlar ve mitingler yoluyla seçmenlere ulaşmaya çalışıyorlar. Bu süreçte adaylar, genellikle seçmenlerin duygusal yanına hitap eden söylemler ve vurgular kullanıyor.” dedi.
Sosyal medya seçmene ulaşmak için kullanılıyor
Dijital medyanınsa son yıllarda seçim kampanyaları için önemli bir araç haline geldiğini kaydeden Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Adaylar artık sosyal medya mecraları, internet siteleri ve diğer dijital platformlar aracılığıyla da seçmenlere ulaşabiliyorlar. Dijital medya, adayların seçmenlerle daha doğrudan ve interaktif bir şekilde iletişim kurmalarına olanak tanıdığı için avantaj sağlayabiliyor.” dedi.
Dijital medyanın avantajı hedefli reklamcılık
Dijital medyanın siyasal propaganda için en büyük avantajının hedefli reklamcılığa imkân tanıması olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Mikro-profilleme ile sosyal medya kullanıcılarının demografik özelliklerine, ilgi alanlarına ve hatta dünya görüşlerine göre hedefli reklamlar göstermek mümkün olabiliyor. Öte yandan bu süreçler şeffaf olmadığı için demokrasinin altını oyması açısından eleştiriliyor.” şeklinde konuştu.
Kampanyalar mecralara ayak uyduruyor
Dijital medyada kolaylıkla paylaşılan ve yayılan video ve infografiklerle adayların politikalarını ve söylemlerini daha ilgi çekici ve anlaşılır hale getirebildiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Geleneksel medyanın kurallı yapısı seçim kampanyalarının da bu mecralarda belirli bir çizgiye göre hazırlanmasını gerektiriyor. Oysa dijital medya denetimin sınırlı olduğu, sosyal normların gevşetilebildiği platformlar sunuyor. Dolayısıyla siyasal iletişim kampanyaları da bu mecraların yapısına ayak uyduruyor.” dedi. Doç. Dr. Gül Esra Atalay son dönemde siyasetçilerin sosyal medyada kullandıkları mizahi dilin ve üslubun, paylaşımlardaki samimiyetinin bu ayak uydurma girişiminin birer örneğini oluşturduğunu söyledi.
Sosyal medya akımları siyasetçiler tarafında da kullanılıyor
“Sosyal medyadaki akımların, moda sözcüklerin ve sloganların siyasetçiler tarafından da kullanıldığını görüyoruz” diyen Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Sosyal medyada herhangi bir içeriğin çok sayıda kişiye ulaşabilmesi için ya çok eğlenceli ya da iyi veya kötü anlamda ilgi çekici olması gerekiyor. Siyasetçilerin de bu mecralarda daha fazla görünürlük kazanmak için eğlence (dans, mizah gibi öğeler) ya da ilgi çekmeye yöneldiğine şahit oluyoruz.” şeklinde konuştu.
Daha çok kişiye daha hızlı ulaşılmasını sağlar
Sosyal medyanın günümüzde seçim kampanyaları için önemli bir araç haline geldiğini kaydeden Doç. Dr. Gül Esra Atalay, sosyal medya platformlarının, kampanya mesajlarının hızlı bir şekilde yayılmasını sağladığını ve seçmenlerle doğrudan etkileşim kurulmasına olanak tanıdığını söyledi.
Seçmenle daha fazla etkileşim kuruluyor
Sosyal medya kullanımının seçim kampanyalarını olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilme potansiyeli taşıdığına dikkat çeken Doç. Dr. Gül Esra Atalay, sosyal medyanın seçim kampanyalarına olumlu etkilerini şöyle sıraladı:
-Sosyal medyanın daha geniş kitlelere ulaşmaya imkân vermesi, kampanya mesajlarının hızlı bir şekilde paylaşılabilmesine ve hatta viral olmasına imkân tanıyor.
-Sosyal medya yoluyla adaylar seçmenlerle daha fazla etkileşim kurabiliyorlar. Seçmenler kampanya mesajlarına yorum yapabiliyor, paylaşabiliyor veya beğenebiliyorlar. Bu etkileşimler, kampanyaların seçmenlerin dikkatini çekmesine ve destek kazanmasına yardımcı olabilir.
-Sosyal medyada siyasal iletişim faaliyetleri geleneksel medyaya göre daha az maliyetle gerçekleştirilebiliyor.
Yanlış bilgiler kampanyaların güvenirliğini sarsabilir
Doç. Dr. Gül Esra Atalay, sosyal medyanın seçim kampanyalarına olumsuz etkilerini de şöyle sıraladı:
-Sosyal medya, seçim dönemlerinde adaylar ya da partilerle ilgili yanlış veya manipüle edilmiş bilgi yayılmasına yol açabiliyor. Bu, seçmenlerin doğru bilgiye erişimini zorlaştırabilir ve kampanyaların güvenilirliğini sarsabilir.
-Yine seçim dönemlerinde sosyal medya farklı görüşleri benimseyen seçmenler arasında kutuplaşma ve çatışmalara neden olabilir. Seçmenler, kampanya mesajlarına yorum yaparak veya paylaşarak farklı görüşleri ifade edebilirler. Bu, bazen kutuplaşmaya ve çatışmaya yol açabilir.