Sosyal medyada satış yapan hesaplar ve ticaret ile ilgili bir düzenleme getirilmesi gerektiğini söyleyen Hakan Topuzoğlu, “Aslında bu işin birkaç farklı boyutu var. İlki de gerçek hayatta da olduğu gibi ticareti düzgün yapmak için uğraşan tacirlerimiz var. Aynı zamanda farklı yöntemlerle haksız kazanç elde etmeye çalışanlar da var. Bu internette de aynı şekilde geçerli. Yine sosyal medya platformlarında da takipçi sayısını fazla göstererek güven elde ettiğini düşünen firmalarımız ya da kişisel hesaplar olabiliyor. Aslında hem kendisine zarar veriyor hem de müşterilerine zarar verebiliyorlar. Buradaki takipçilerin bir kısmı botken bir kısmı da çalınarak elde edilen hesaplar. Böyle olduğu için de gerçek hesap sahibi insanlar da risk taşıyorlar. Şu anda sosyal medya üzerinden yapılan ticaret ile ilgili düzenleme yok. Herhangi biri hesap açıp oradan ürünlerin resmini paylaşıp satış yapabiliyor. Hatta büyük bir çoğunluğu fatura da kesmiyor, devlete vergi de ödemiyor. Bu konuda da devletimizin bir takım düzenlemeler yapmasının faydalı olacağını düşünüyorum. Bu hem tüketiciyi korumak adına hem de vergi kaybı olmaması adına gerçekten büyük önem taşımakta” dedi.
Topuzoğlu, platformların kullanıcılardan şifre talep etmeyeceğini ve herhangi bir telif merkezinden uyarı gelmeyeceğini belirterek, “Hiçbir şekilde sosyal medya markaları ya da bankalar ve sayfalar sizden şifrenizi talep etmezler. Aynı zamanda telif hakları gibi yerlerden size bir uyarı da gelmez. Eğer siz telif ihlali yaptıysanız bu hangi kurumla ilgiliyse o kurumdan bir uyarı gelmesi gerekir ve hukuk biriminden bir uyarı gelir. O sistem de şu şekilde işliyor, bu tür e-mail gönderilerek oradaki forma kendi kullanıcı adımızın ve şifremizin yazılması isteniyor. Bunu yazdığınız anda bilgiler karşıya gidiyor ve hiçbir zorlama olmadan bilgilerini karşıya gittiği için de platform tekrar bir güvenlik önlemi almıyor ve hesabınız karşı tarafa geçmiş oluyor. Daha sonra bu hesaplar eğer yüksek takipçiliyse de belli platformlarda para karşılığı satılıyor. Ne yazık ki ülkemizde de birçok önemli firma da sahte takipçi aldı. Bunu da iyi niyetli bir şekilde hesabının daha çok takip edildiğini göstermek için yaptı. Burada da farklı sıkıntılar ortaya çıktı. Birincisi platformlar reklam verirken algoritmasını takipçilerine göre belirliyor. Yani sizin takipçi kitleniz nasılsa ona göre belirliyor. Siz sahte takipçi alarak bunu bozmuş oluyorsunuz. Aynı şekilde 10 bin ya da 100 bin takipçi var ama bir paylaşım yapıldığı zaman 10 kişi 20 kişi beğenmiş oluyor. Tabi bu da komik duruma düşürüyor. O yüzden bu sahte takipçi durumundan kaçınmakta fayda var” ifadelerine yer verdi.
Kullanıcıların takipçi sayısına ve ya ürün fiyatlarına kanmamaları gerektiğini söyleyen Topuzoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Hem tüketicilere hem de satıcı tarafındakilere tavsiyem şu şekilde, tüketicinin bilinçli olması gerekir. Sadece takipçi ve beğeni sayısı fazla diye bir hesaba ya da satıcıya kanmaması gerekir. Ticaretin kuralları neyse öncesinde görüşmek olabilir, aramak olabilir, ürünle ilgili internette şikayet siteleri ya da bir takım platformlardaki yorumları incelemek olabilir bunlara bakmalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca biliyorsunuz ki bedava peynir sadece fare kapanında vardır. Eğer bir ürün gerçekten çok ucuzsa ya da bedavaya yakınsa bir kere daha şüphe edip, daha detaylı bir şekilde yanaşmak gerekir. İnternet üzerinden satış yapan girişimcilerin de bu tarz platformlara bağlı kalmadan kendi e ticaret sitelerini kurarak ticaretlerini yapmalarını, e ticaret bilgi sistemine kayıt olmalarını yine aynı şekilde güvenlik damgası gibi güvenliği ön planda tutan TOBB tarafından da sağlanan damgaları almalarını tavsiye ediyorum.”