Daha yaşanabilir bir dünya yaratma kaygısı, sürdürülebilirliğe dair farkındalığın artmasını sağladı.
Farklı sektörlerde kendini hissettiren sürdürülebilirlik, mimaride de tiny house olarak adlandırılan küçük ev konseptini öne çıkardı. Özellikle milenyum jenerasyonu tarafından tercih edilen tiny house'lar, kısa sürede inşa edilmesi ve uygun maliyetle sunulması nedeniyle, tüm kuşakların radarına girdi. 2022 iç mimari trendlerini açıklayan Mei Creative, pandemide insanların evlerde değişiklik yapma hayali kurduklarına dikkat çekerek bu dönemin ardından daha minimal bir yaşam tarzına geçtiklerini aktarıyor.
Absoluter Reports'un paylaştığı verilere göre, 2028’de tiny house pazarının 25,1 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Araştırma, alternatif konut modeli olarak öne çıkan tiny houseların gelişmiş ülkelerde yüksek talep gördüğüne işaret ederken, Türkiye’nin de yer aldığı gelişmekte olan ülkelerde ise henüz benimsenmediğini gösteriyor. Bunun nedenlerinin başında ise bu ülkelerdeki insanların tiny house'larla ilgili sınırlı bilgiye sahip olmaları bulunurken, sıralamayı geleneksel ev model ve tasarımlarına duyulan bağlılık takip ediyor.
“GENİŞ METREKARELERDE YAŞAMAYI SEVİYORUZ”
Küçük boyutlu yaşam alanlarının giderek daha fazla yaygınlaşacağını söyleyen Mei Creative Kurucusu Mehir Çelik Özcan konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi:
“Mimari geleneklerine bağlı bir toplum yapısına sahibiz. Geniş metrekarelerde yaşamayı seviyoruz. Örneğin evlerin yüzde 80’inde mutfak ayrı bir odayı kaplıyor. Salonla mutfakları birleştiren ada mutfak gibi modern tarzlara alışmakta zorlanıyoruz. Oysa dünya nüfusu ve kentleşme hızla artıyor. Bu da daha küçük metrekarelerde daha fonksiyonel çözümler geliştirmeyi zorunlu kılıyor.”
“DOĞRU TASARIMLARI SEÇEREK MEKANLARDA GENİŞ VE FERAH ALANLAR YARATMAK MÜMKÜN”
Küçük mekanlarda doğru tasarımlarla çok amaçlı alanlara sahip olmak mümkün. Çok odalı, birkaç banyolu büyük yapıların artık eskide kaldığının ve doğru tasarım modelini seçerek bu mekanlarda geniş ve ferah alanlar yaratabilmenin mümkün olduğunun altını çizen Mehir Çelik Özcan, “Pandemi döneminde insanlar kapalı alanlarda çok fazla zaman geçirdiği için bu sürecin sonunda yaşam alanlarında değişiklik yapmak için çok hayal kurdular. Aslında bunun için büyük hamleler yapmaya da gerek yok. Çünkü günümüzde küçük mekanların zenginleştirilebilir bir yapıya sahip olması, yaşam tarzımızı ve beğenilerimizi daha pratik bir şekilde tasarıma dönüştürmemizi sağlıyor” ifadelerini kullandı.
"İÇ MİMARLAR, KREATİF ÇÖZÜMLERLE MEKANLARIN VERİMLİ KULLANILMASINI SAĞLIYOR”
Profesyonel mimarların gerçekleştirdiği tasarımların yaşam alanlarının tümüyle verimli şekilde kullanılmasına kapı araladığını belirten Özcan, “Büyük dolap, masa, yatak gibi eşyalar yerine, geliştirilmiş ve iç mimari sistemleriyle donatılmış küçük mobilyalar tercih ederek dar alanlar çok amaçlı hale getirilebilir. Elbette ihtiyaç odaklı ve fonksiyonel tasarımları yapı sahiplerinin tek başına yapması da çok zor. Bu noktada yaşam tarzlarına matematiksel bir boyut katan iç mimarlara başvurmak daha kreatif ve efektif çözümler üretilmesini sağlarken, mimarların da tasarımlarında müşterilerinin ihtiyaç ve beğenilerini göz önünde bulundurmaları şart” dedi.
“MİNİMALİST, RÜSTİK, BOHEM, FERAH VE SADE TASARIM TRENDİ”
İç mimari alanında uzman bir kadroyla hizmet verdiklerini söyleyen Özcan, “Konut ve işyeri odaklı çalışma modelimizle günümüzün minimalist, rüstik, bohem, ferah ve sade tasarımlarının yer aldığı trendler de dahil olmak üzere her müşterimizin yaşam tarzı ve beğenisine uygun projeler yapıyoruz. Şu anda Antalya’da 101 villa, İzmir’de ise birçok ofis ve kafenin projelerini yürütüyoruz. Gelecek dönemde hem proje sayımızı artırmayı hem de sürdürülebilirlikle birlikte globaldeki trendleri ülkemize taşımayı hedefliyoruz” diye konuştu.