Prof. Dr. Emine Elif Altuntaş, dünya da 32 milyondan fazla, Türkiye’de 2 milyonu aşkın kişinin işitme engelli olduğunu söyledi.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emine Elif Altuntaş 3 Mart Dünya İşitme Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Altuntaş, Alexander Graham Bell sağır olan annesi ve eşinin sesleri hissedebilmelerini sağlamak isterken telefonu icat ettiğini ve bu nedenle Bell’in doğum günü olan 3 Mart’ın tüm dünyada Dünya İşitme Günü olarak kutlanmaya başlandığını söyledi.
“İşitme, bireyleri tehlikelerden korur”
Altuntaş, işitmenin bireyleri sadece iletişim anlamında değil tehlikelere karşı koruduğunu ifade ederek, “İşitme sadece iletişim alanında sorunlar yaşamamıza neden olmaz, aynı zamanda insanları bireyleri tehlikelerden korur. Biz insanlar iletişimde kullandığımız en çok şey konuşmadır. Konuşmayı öğrenmek için yapabileceğimiz en önemli şey sesleri duymaktır. Konuşma gelişiminiz tamamlanmadığında ya da doğduğunuzda işitme kaybınız varsa konuşmanızı geliştirme şansınız olmayacaktır. İşitme duyusunun eksikliğinin tanısı ne kadar erken konursa kişilerin bu duyu kaybından dolayı yaşadıkları sıkıntılarla da o oranda baş edilecektir” dedi.
“Erken tanı önemli”
Prof. Dr. Altuntaş, işitme tarama testlerine dikkat çekerek, “İşitme kaybının erken tanısı önemlidir. Çünkü çocuğun işitme kaybı okul başarısını ve sosyal iletişimini etkiler. İçine kapanık olmasına neden olur. Yenidoğan işitme tarama testi ülkemizde 2014 yılından itibaren başladı. Son yıllarda okul çağındaki çocuklara da işitme tarama testi yapılıyor. Eğer çocuklarınız bu işitme tarama testlerinin birinden geçemiyorsa Referans Merkezleri dediğimiz merkezlerden işitme testlerinin ayrıntılı yapılması sağlanmalıdır.” şeklinde konuştu.
“65 yaşını geçen 3 bireyden 1’i işitme problemi yaşıyor”
Prof. Dr. Altuntaş yaşa bağlı işitme sorunlarına değinerek, “İşitme kaybını sadece çocukların yaşadığı bir problem olarak görmemek lazım. 65 yaşını geçen üç bireyden biri de yaşa bağlı işitme problemleri yaşıyor. Ya da gelişen teknolojiyle beraber yüksek sese maruz kalan bireyler de ilerleyen yaşlarda da işitme kaybı ortaya çıkabilir. Bu nedenle hem takibinin iyi yapılması hem de kayıp yaşandığında erken müdahalelerin yapılması için düzenli takip edilmesi gerekir” cümlelerine yer verdi.