Türkiye’nin tanınmış deprem profesörü Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve beraberindeki 40 kişilik akademisyen Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan’ın ev sahipliğinde kentin dört bir yanında turistik değere sahip noktaları ziyaret etti.
Bütün dileklerin kabul olduğuna inanılan Oyuk Baba Türbesi, Mastaura Antik Kenti, Türkiye’de gezilebilecek yerler arasında ilk 10’a giren Arpaz Kalesi ve Atatürk’ün açılışında konuşmasını yaptığı Sümerbank Basma Fabrikası’nı ziyaret eden heyet, Gıdı Gıdı Treni ile yolculuk yaptı.
Dereağzı Mahallesi’nde misafirlerini karşılayan Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan, güzel bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan büyük heyecan, mutluluk ve onur duyduğunu ifade etti. Nazilli’yi yeniden daha donanımlı bir şekilde anlatmaya ve tanıtmaya başladıklarının altını çizen Başkan Özcan; “Nazilli’de güzel bir organizasyona ev sahipliği yaptık. Övgün Ahmet Ercan hocam yanında çok değerli arkadaşlarıyla birlikte geldi. Nazilli’nin tanıtılması noktasında eski bürokrat ve değerli büyüklerimiz için kazı ekibi arkadaşlarımızla beraber güzel bir kültür gezisi yaptık. İlk olarak Oyuk Baba türbesini ziyaret ettik. Oradaki önemli bir değerimizi göstermek istedik. İnşallah burası için Belediyeler birliği ile güzel ortak bir projemiz var. Bakanlıktan da destek aldığımızda Oyuk Baba türbesini inanç turizmi noktasında kültürel doğa turizm katkı sağlanması konusunda ciddi bir çalışma planlıyoruz. Hocalarımızla da bu projeyi genişleteceğiz. Sümerbank’ın tanıtımı şehrimizin tanıtımı noktasında kültürel tanıtımıyla ilgili çalışmalarımız var hocalarımızla. Binlerce yüzlerce unutulmuş değerlerin hepsi tek tek ayağa kaldırılıyor. Bizlerde Nazilli Belediyesi olarak ekonomik imkânlarımız ve bütün şartlar dahilinde bu kalkınma sürecinin içerisinde olacağız. Nazilli sanayileşmesinin yanı sıra özellikle turizme, kültürel turizme, doğa turizmine ve uzun yaşamıyla vatandaşlarımızın cazibe noktasına gelecek. Ben buna inanıyorum. Diğer il ve ilçelerimiz nasıl ziyaretlere açılıyorsa binlerce insan bir araya gelebiliyorsa Nazilli içinde bunu gerçekleştireceğiz. Nazilli’nin neresine gitseniz tarih yer alıyor. Kıymetli eserler çıkıyor. Nazilli’mizin başka bir özelliği de verimli topraklarında yetişen ürünleri. Burada üretilen ürünlerin tanıtımı ve satışı noktasında adı mutlaka duyurulacaktır. Salgın süreci bu çalışmalarımızı sekteye uğrattı ancak şimdi yine yeniden başlıyoruz” dedi.
“Turistler gelmeye başladı”
Nazilli’de el birliği ile çok güzel şeyler yapacaklarını vurgulayan Doç. Dr. Sedat Akkurnaz; “Nazilli 4 bin yıldır insanların yaşadığı bereketli güzel bir coğrafya. Günümüzde de biliyoruz çok önemli bir güzergah üzerinde. Anadolu’yu Ege’ye bağlayan yol güzergahı üzerinde. Dolayısıyla Nasnaron ve Arpaz gibi Antik kentleri barındıran Nazilli, daha çok bilinme, daha çok tanınma açısından kültür turizminde fark edilmeye başladı. Yavaş yavaş turistler gelmeye başladı. Turizm şirketleri buraya ilgi göstermeye başladı. En başta herkesin yapması gereken Nazilli yerel halkının tarih bilincine, kendi coğrafyasına sahip çıkması. El birliği ile çok güzel şeyler yapacağız inşallah” diye konuştu.
“Çok renkli bir coğrafya”
Nazilli’nin çok renkli bir coğrafya olduğunu ifade eden ADÜ Sümer Kampüsü Müdürü Prof. Dr. Tuncay Sepetçioğlu; “Nazilli hepimizin bildiği üzere antik Yunan’dan, Roma’ya, Bizans’a, Beylikler dönemine, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine çok nadide eserleri barından sosyal kültürü barındıran çok renkli bir coğrafya. Çok büyük de bir potansiyel arz ediyor. Bu tür kültür faaliyetleriyle, rotalarıyla, bir takım şenlik ve aktiviteleri ile gerek ulusal gerekse uluslararası bazlı boyutta da Nazilli’yi tanıtabiliriz. Kaldı ki çok büyük lokasyon avantajımız var. Efes gibi Afrodisias gibi Hierapolis gibi dünya mirasının tam ortasındayız. Dolayısıyla çok büyük turizm destinasyonu olabilir. Uzun yaşam kenti Nazilli. Bu anlamda gastronomide son derece önemli bir yer. Ben inanıyorum ki yerel idareciler ve bilim kanadıyla da ve doğru bir politikayla da bu amacımıza da ulaşacağımızı düşünüyorum” dedi.
“Nazilli’de olmak çok keyifliydi”
Nazilli’de olmanın çok keyifli olduğunu, tarihi ve kültürel yapısının tanıtılması konusunda ellerinden geleni her zaman yapacaklarını ifade eden Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ise ”Bir cumhuriyet şehrinin turizm boyutunda tanıtılması gerekiyor, bunun için Nazili Belediyemiz ile sürekli iletişimimiz oldu. Oyuk Baba yaylasına çıktık. Yeni bir yer, daha önce hiç görmemiştik. Görüş alışverişimiz devam edecek. Mastaura kendi parasını basan ender Roma kentlerinden biridir. Nazilli’nin dağ köylerini görmemiştim. Yöresel ikramları muhtarların araçlarını vermesi memnuniyetle bu işi yapmaları etkileyiciydi. Arkeologların genel sıkıntısı kaynak bulamamaktır ama bu Nazilli için gördüğüm kadarıyla geçerli değil. Nazilli’de olmak çok keyifliydi. Nazilli belediye başkanımız Kürşat Engin Özcan’a çok teşekkür ediyorum. Kendisi çok örnek bir belediye başkanı. İnsan büyüdükçe küçülür derler ya işte galiba bunun örneği bizim Kürşat Başkanımız. Gönlümüz arzu ediyor başkanlığının sürekli sürdürsün ve sadece Nazilli’ye örnek olmasın bütün Türkiye’ye örnek olsun. Özellikle köylülerle iletişimi ve onlardan biri gibi davranmış olması beni çok etkiledi. Yerel yöneticiler böyle olması gerekir. Eskiden söylendiği gibi belediye başkan şehreminidir yani kentte en güvenilir, en sevilen kişidir. Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan’da öyle kendisine ve bizleri ağırlayan hocalarım, muhtarlarım ve tümüne çok teşekkür ediyorum” dedi.
“Nazilli’yi yeniden keşfettiler”
Deniz seviyesinden bin 600 metre yükseklikte bulunan dileklerin kabulü ile nam yapmış Oyuk Baba ziyareti için Apaklar Mahallesi’nde Aksu, Işıklar, Dereağzı, Karahallı Çatak, Kaşıkçılar, Apaklar, Kavacık, Aşağı Örencik ve Yukarı Örencik muhtarları tarafından araçları ile karşılanan heyet, Apaklar Mahallesi’ndeki kadınların imece usulü kendi elleriyle hazırladıkları ikramlar tattıktan sonra Mastaura Antik Kenti’nde kazı alanını gezdi. İkinci aşamada şehrin güney kısmında yer alan Sümerbank Fabrikası’nın müzesi, fabrikanın bir kısmı ile Gıdı Gıdı Treni ve Esenköy Mahallesi’nde heybetli görünüşüyle, 400 yıllık geçmişi olan Arpaz Konağı ziyaret edildi. Son olarak ilçenin en ünlü yiyeceği olan pide yenerek gezi sona erdi.