Ukrayna’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Sergiy Kyslytsya, BM Genel Kurulu’nun 11’inci olağanüstü özel oturumunda yaptığı konuşmada sivilleri kasten hedef almanın bir savaş suçu olduğuna işaret ederek, “Rus heyeti Genel Kurul'a girerken arkasında kan izi bırakıyor ve salon insan eti kokusuyla doluyor.
Suriye'de uzun süre tahammül ettiğimiz şey bu, bugün Ukrayna'da olan da bu” dedi.
Ukrayna’nın BM Daimi Temsilcisi Kyslytsya BM’de yaptığı konuşmada, Rus güçlerin dün başkent Kiev başta olmak üzere Ukrayna’nın şehirlerine yönelik düzenlediği saldırılara ilişkin, “Şehir merkezlerindeki enerji tesisleri, konut binaları, okullar ve üniversiteler, müzeler ve kavşaklar, Rusya Savunma Bakanlığı'nın daha sonra meşru ilan ettiği hedefler arasındaydı. Tüm dünya, insanlarımızı öldüren terör devletinin gerçek yüzünü bir kez daha gördü” dedi. Sivilleri kasten hedef almanın bir savaş suçu olduğuna işaret eden Kyslytsya, “Rusya, evlerinde uyuyan veya işe giden sivillere, okula giden çocuklara füze saldırıları düzenleyerek, mümkün olan en güçlü şekilde caydırılması gereken bir terör devleti olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır” ifadelerini kullandı.
“BM KRİTİK BİR EŞİKTE”
Kyslytsya BM’nin kritik bir eşikte olduğunu vurgulayarak, “Rusya bizi, Hitler’in egemen ulusları işgal, sahte referandumlar ve Anschluss (Avusturya’nın ilhakı) ile yok ettiği 1930’lara geri döndürmek için elinden geleni yapıyor. Şimdi, BM'nin ya güvenilirliğini geri kazanacağı ya da başarısızlığa uğrayacağı kritik bir eşikteyiz. Eğer ikincisi gerçekleşirse kendimizden başka kimseyi suçlamamalıyız. Çünkü BM Antlaşması’nın ilkelerini savunmak bizim sorumluluğumuzdadır. Rus heyeti Genel Kurul’a girdiğinde arkasında bir kan izi bırakıyor ve salon insan eti kokusuyla doluyor. Suriye'de çok uzun süre tahammül ettiğimiz şey buydu, bugün Ukrayna'da olan da bu” dedi.
“BM İÇİN VAROLUŞSAL BİR TEHDİT”
Eylülden beri Rusya’nın uluslararası hukuka ve ilkelerine karşı bir suç işlediğini ifade eden Kyslytsya, konuşmasında Ukrayna’nın 4 bölgesinin Rusya tarafından ilhakına da değindi. 4 bölgenin ilhakının BM için varoluşsal bir tehdit oluşturduğuna işaret eden Kyslytsya, “Sözde referandumların, bizim ‘halk iradesinin ifadesi’ dediğimiz şeyle hiçbir ilgisi yoktu. Ne yasal açıdan ne de teknik yöntemler açısından” dedi.