Uyku; bilinç değişikliği, göreceli olarak baskılanmış duyusal aktivite, azalmış kas aktivitesi ile çevreyle etkileşimin azaldığı, doğal olarak tekrarlayan bir bilinç, vücut hali olarak tanımlanıyor. Ayrıca uyku bağışıklık, sinir ve iskelet, kas sisteminin yenilenmesine yardımcı olmasıyla da hayati öneme sahiptir. Yetersiz ve sağlıksız uyku, metabolizmayı güçsüzleştirebildiği gibi huzursuzluk, öfke, sabırsızlık, depresyon, içe kapanma, unutkanlık ve halsizlik yaratabiliyor. Polisomnografi metodu ve uyku hijyeniyle uyku bozuklukları giderilebiliyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demet İlhan Algın, yaptığı açıklamada Uyku Laboratuvarı ve Video EEG Monitorizasyon Ünitesi’nde uyku şikâyeti olan hastaların sağlıklarına kavuşabildiklerini söyledi.
“Zihinsel ve fiziksel sağlığımızı için uyku önemlidir”
Geçmişten günümüze uyku çalışmaları hakkında bilgi veren Doç. Dr. Demet İlhan Algın, “1900’lü yıllarda sinir sisteminin temel fonksiyon birimi nöronların keşfinden 1920’li yıllarda beynin elektriksel aktivitesini kaydeden elektroensefalogram (EEG) cihazının keşfine kadar uyku gizemini korumuştur. Bu keşifler sonrası uyku çalışmaları hızlanmıştır. Normal uykunun hızlı göz hareketleri (REM) ve hızlı göz hareketlerinin olmadığı (NREM) olarak iki dönemi vardır. REM uykusunda asetilkolin ve serotonin, NREM uykusunda ise serotonin ve GABA önemli rol oynayan nörotrasmitterlerdir. NREM ve REM gece boyunca 90-110 dakikalık sikluslar şeklinde gecede 5-6 kez tekrarlar. Son yirmi yılda uyku ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar, uykuya yeni bir ışık tutmuştur. Beyinde uyku öğrenme, ezberleme ve mantıklı kararlar verme yeteneğimizi zenginleştirir. Duygularımızı, bağışıklık sistemimizi, metabolizmamızı ve iştahımızı düzenler. Rüya görmek, beyne ilham vermek için geçmiş ve şimdiki bilgiyi birleştirdiği bir sanal gerçeklik alanı oluşturur. Fiziksel ve ruhsal sağlık açısından uyku da en az yeme içme ve fiziksel aktivite kadar önemlidir. İyi bir uyku, dikkati toplamak, sağlıklı bir ruh haline sahip olmak ve hafızayı güçlendirmek için gerektiği kadar, kalp hastalıkları ve diyabet gibi hastalıklardan korunmak açısından da önemlidir. Uyku zihinsel ve fiziksel sağlığımızı her gün yenilememiz için önemli olan ve yaşamımızın üçte birini kapsayan aktif bir dönemdir. Uyku süresinin kişiden kişiye değişmekte olduğu ve bu sürenin 4 saat ile 11 saat arasında değiştiği bilinmektedir. Uyku süreleri genetik faktörlerin etkisi ile kişiden kişiye değişmektedir. Türkiye’de toplumun yüzde 75 gibi büyük çoğunluğunun 7-8 saat süreyle uyuma alışkanlığına sahip olduğu, yapılan araştırmalarla bilinmektedir” dedi.
“Bazı uyku hastalıkları ise yaşamı tehdit edici boyuttadır”
Uyku hastalıklarının bireyler üzerindeki etkileri hakkında konuşan ESOGÜ Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demet İlhan Algın, “Yaklaşık 85 türde uyku hastalığı bulunmaktadır. Bunların çoğu yaşam kalitesinin azalmasına ve kişinin sağlığında bozulmaya neden olur. Bazı uyku bozuklukları uykuya dalma veya sürdürme güçlüğüne ve gündüz aşırı uykululuğa neden olur. Vücudun biyolojik saati ile ilgili sorunlar kişilerin günün yanlış zamanında uykulu olmasına neden olur. Uykuda yürüme, altını ıslatma, kâbuslar ve diğer sorunlar da uykuyu kesintiye uğratabilir. Bazı uyku hastalıkları ise yaşamı tehdit edici boyuttadır. Uyku bozukluklarının teşhisinde altın standardı oluşturan polisomnografi, uyku bozuklukları tanısının konmasına ve sonrasında tedavi plânı başlatılmasına veya ayarlanmasına yardımcı olmaktadır. Gece uykusu boyunca beyin dalgalarını, kandaki oksijen seviyesini, kalp atış hızını, nefesi, göz ve bacak hareketleri ile kas aktivitesini kaydedebilen bir tetkiktir. Uyku laboratuvarındaki polisomnografik kayıtlamalar en temel verileri sağlamaktadır” ifadelerini kullandı.
“Uyku rahatsızlıkları tedavi edilebilir”
Bireylerin yaşadığı uyku rahatsızlıklarının tedavi edilebildiğini belirten Doç. Dr. Demet İlhan Algın, “Prof. Dr. Oğuz Osman Erdinç tarafından 2006 yılında kurulan ve 2015 yılından beri Doç. Dr. Demet İlhan Algın ile birlikte yürütülen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uyku Laboratuvarı ve Video EEG Monitorizasyon Ünitesi uyku şikâyeti olan hastaları sağlığına kavuşturmaya çalışmaktadır. Bu süreç şu şekilde gerçekleşmektedir: Uyku problemi olan hastalara polisomnografi randevusu verildikten sonra hastanın tetkikin yapılacağı gün uyku merkezine 20.00-21.00 saatlerinde gelmesi istenir. Hastaya, özellikle o gün içinde uykusunu etkileyebilecek kafeinli ve alkollü içecekler içmemesi, ağır egzersiz yapmaması ile ilgili önerilerde bulunulur. Tüm bu bilgilerin detaylı olarak belirtildiği, üstünde randevu tarihi, saati ve bilgilendirmesinin yazılı olduğu randevu formunun okunarak gelinmesi ideal çekim yapılabilmesi için önemlidir. Hasta işlem sırasında bir teknisyen tarafından kamera ile izleme alınacağını bilmelidir. Kullanılacak elektrotların, yapıştırıcıların (kolodyum) ve bağlantıların özelliği hakkında bilgi almalı, hastanın aşırı duyarlığı olup olmadığı sorgulanmalıdır” dedi.
“Uyku hijyeni kurallarına uyun”
Kaliteli uyku için uyku hijyeni kurallarına uyularak uyku probleminizin bir kısmının bireyler tarafından çözebileceğini belirten Doç. Dr. Demek İlhan Algın, şu hususlara dikkat edilmesi gerektiğini belirtti:
“Uyku hijyeni kuralları, kaliteli ve sağlıklı uyku için çok büyük önem taşıyor. Kaliteli ve sağlıklı uyku için, her gün aynı saatte yatın, sabahları aynı saatte kalkın. Aynı saatte yatıp uykuya dalamıyorsanız bile sabah kalkış saatiniz aynı olsun. Yattığınız odanın karanlık ve sessiz olmasını sağlayın. Gündüz saatlerinde güneş ışığına maruz kalın, yürüyüşe çıkın, en azından balkonda oturun. Yatmadan önce ılık bir duş almak, bir bardak ılık süt içmek çoğu zaman uykuya dalmayı kolaylaştırır. 14.00’ten sonra kafeini sınırlayın. Akşamları hafif yemek yiyerek, uyku ile yemek arasında 3-4 saat zaman bırakın. Yatmadan en az dört saat önce egzersiz yapın. Uyumaya hazır olduğunuzda yatağa gidin. Birçok elektronik okuma cihazının mavi dalga ışık yayması beyni gündüzmüş gibi düşünmeye itmektedir. Araştırmalar, uyumadan önce birkaç saat bu şekilde kitap okumanın uyku hormonu melatonini bastırdığını ve uykuya geçişi zorlaştırdığını ortaya koydu. Aynı şey bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlar için de geçerli. Ertesi gün dinlenmiş olarak uyanmak istiyorsanız eski yöntemlere dönmek en doğru karar olabilir. Yedi veya sekiz saat uyuyacak bir uyku zamanı ayarlamaya çalışın. Uykulu değilseniz yatağa gitmeyin. Uyuyamıyorsanız yatakta 20 dakikadan fazla kalmayın. Doktorunuza danışmadan uyku ilacı almayın.”