Dünya kanser gününe özel açıklamalarda bulunan Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Mustafa Arısoy ve Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Yücel kadınlarda ve erkeklerde en sık rastlanılan kanser türleri hakkında bilgi verdi.
Op. Dr. Arısoy, son yıllarda her 8 kadından birinin meme kanserine yakalandığını belirtirken, Doç. Dr. Mehmet Yücel ise prostat kanserinin görülme sıklığının ileri yaşla birlikte arttığını söyledi.
4 Şubat Dünya Kanser Günü ve kansere farkındalık kazandırmak amacı ile belirlenmiş özel günlerden biri. Çakmak Erdem Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Arısoy, kadınlarda görülen kanser türleri arasında birinci sırada yer alan ve sıklığı giderek artan meme kanseri hakkında açıklamalar yaptı. Çamlıca Erdem Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Yücel ise erkeklerde en yaygın görülen prostat kanseri ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu.
“HER 8 KADINDAN BİRİ MEME KANSERİNE YAKALANIYOR”
Meme kanserinin meme dokusunu oluşturan hücrelerin değişmesi ve kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla oluşan bir hastalık olduğunu dile getiren Op. Dr. Mustafa Arısoy, “Memedeki kanserli dokunun memeye yakın lenf bezlerine yayılmasıyla beraber meme kanseri ilerliyor. Kanseri erken teşhis edip tedaviyi başlatmak, kanserli dokunun lenflere ve diğer organlara yayılmasına engel oluyor. Son yıllarda her 8 kadından biri meme kanserine yakalanıyor. Kanserin nedeni tam olarak saptanamamakla birlikte, risk faktörlerinin arasında ileri yaş, genetik etkenler, adet başlangıcının erken menopoz yaşının geç olması, hiç doğum yapmamış ve emzirmemiş olmak, sigara kullanmak, hormon tedavisi almak gibi etkenler sayılabilir” dedi.
“KADINLARIN KENDİNİ MUAYENE ETMESİ ŞART”
Meme kanserinin en önemli belirtilerinden birinin memede ele gelen bir kitlenin fark edilmesi olduğunu söyleyen Op. Dr. Arısoy, şunları ekledi:
“El ile muayene sırasında hissedilen bu kitle, hastalığın erken evrede fark edilmesini sağlamış olur ve tedavi kolaylaştırır. Bu nedenle kadınların 20 yaşından itibaren ayda bir kez kendini muayene etmesi gerekli. Bunun yanı sıra diğer belirtiler arasında meme ve koltuk altı bölgelerinde ele gelen sertlikler, meme başında akıntı, kanama, çökme ya da içeri çekilme, meme etrafında yara, cilt bozuklukları, ödem, renk değişikliği, şekil bozukluğu gibi bulgular sayılabilir. Bu belirtilerin varlığında kişinin hemen aile hekimi ya da genel cerrahi uzmanına başvurması gerekmektedir.”
“TEDAVİ ŞEKLİNE ÇEŞİTLİ FAKTÖRLERE BAKILARAK KARAR VERİLİR”
Meme kanserinde tedavi şekline çeşitli faktörlere bakılarak karar verildiğini belirten Op. Dr. Arısoy, “Cerrahi işlemler, kemoterapi, radyoterapi, hormon terapi meme kanseri tedavi yöntemleri arasında yer almaktadır. Hastalığın evresine ve tümörün hormon reseptör özelliklerine bakılarak uygun tedavi yöntemi seçilmektedir. Erken evre meme kanserlerinde hastalar kemoterapiye ihtiyaç duymayabilir, ilk tedavi yöntemi cerrahi işlemlerdir. Bu evrede teşhis edilen kanser vakalarında meme korunarak cerrahi işlem uygulanabilir. İleri evrede tespit edilen meme kanserlerinde ise ameliyat sonrasında kemoterapi ve radyoterapi gerekebilir. Tümör çok büyük ise ameliyattan önce kemoterapi verilerek küçültülüp ameliyata uygun hale getirilebilir” şeklinde konuştu.
“PROSTAT ERKEN EVREDE BELİRTİ VERMEDEN İLERLİYOR”
Erkekler arasında en yaygın görülen kanser türlerinden birinin de prostat kanseri olduğunu söyleyen Doç. Dr. Mehmet Yücel, “Prostat kanserinin en sık 55 yaş üzeri erkeklerde görüldüğü yapılan çalışmalarla ortaya koyulmuş ve hastalık tanısı koyulan erkeklerin ortalama yaşının 72 olduğu saptanmıştır. Kanserin görülme sıklığı ileri yaşla birlikte artıyor” diye konuştu.
“YILLIK KONTROLLER ÖNEM ARZ ETMEKTE”
Prostat kanserinin genellikle hastalığın erken dönemlerinde herhangi bir şikayete neden olmadığını söyleyen Doç. Dr. Yücel, şunları ekledi:
“Bu nedenle 50 yaş üzeri erkeklerde yıllık kontroller önem arz etmektedir. Erken dönemdeki hastalarda sıklıkla görülebilecek belirtiler arasında geceleri sık sık idrar yapma, idrar yapmaya başlamada gecikme ve idrarın bitiminde damla damla gelmeye devam etmesi, hiç idrar yapamama, zayıf, ince veya kesik kesik idrar yapma, idrar yaparken yanma veya ağrı, idrar veya menide kan görülmesidir. Geç dönem prostat kanseri hastalarında ise sırt, kalça ve bacak ağrıları öncelikli belirtiler olabilir. Bu belirtilerden bir ya da birkaçını yaşayan kişi mutlaka bir üroloji uzmanına muayene olmalıdır.”
“DOKULARIN PATOLOJİDE İNCELENMESİ İLE KESİN KANSER TANISI KOYABİLİYORUZ”
Prostat kanserine kesin tanı koyabilmek için parmakla rektal muayene, Prostat Spesifik Antijen (PSA) ve biyopsi işlemlerinin belirleyici olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yücel, “Multiparametrik Prostat MRI son yıllarda yaygın olarak kullanılan bir cihaz. Bu cihazla prostat bezi içerisinde kanser açısından şüpheli alanları saptayabiliyor ve MR-Füzyon biyopsi ile tanıya yönelik biyopsi yapabiliyoruz. Alınan bu dokuların patolojide incelenmesi ile kesin kanser tanısı koyabiliyoruz” dedi.
Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Yücel hastalığın tedavisi ile ilgili olarak şu bilgileri verdi:
“Öncelikle hekimin hastalığın evresini, yani yaygınlığını bilmesi gerekiyor. Evreleme sırasında kanserin sadece prostat bezi içerisinde sınırlı olup olmadığı ve prostat dışı yayılım varsa nerelerde yayılım olduğu araştırılıyor. Bu amaçla gereken hastalarda; bilgisayarlı tomografi, kemik sintigrafisi, PSMA-PET CT gibi görüntüleme yöntemlerinden yararlanılarak hastaya en uygun tedavi seçeneğini sunmaya çalışıyoruz. Tanı konduktan sonra uygulanabilecek farklı tedavi seçecekleri bulunuyor. Bunlar aktif izlem, radyoterapi, hormon terapi, kemoterapi, uygun olabilecek hastalara Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason Dalgaları (HIFU) ve cerrahi tedavidir.”