Türkiye’nin en büyük blok ormanlarına sahip Karabük’ün Yenice ilçesinde yörede yetişen ıhlamur ormanlarında üretilen ve doğal aroma tadı ile ile ün yapan Ihalmur balı coğrafi işaret ve tescil alma yolunda ilerliyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından acil olarak korunması gereken 100 sıcak noktadan biri olarak gösterilen ilçede kuzeni ile birlikte arıcılık yapan İsmet Karakırık arıcılığın gelişmesi için çalışmalarını devam ettirdiğini söyledi.
Arbetoum ve orman denizi ile Türkiye’nin en büyük blok ormanlarını içerisinde bulunan Yenice ilçesinde kaliteli ve fazla bulunan ıhlamurlardan üretilen ballara talep gün geçtikçe artıyor.
Yenice’nin bir köyü olan Kuzdağ Köyü’nde amca oğlu İsmet Karakırık ile birlikte arıcılık yapan Zekeriya Karakırık bölgenin ıhlamurları ile meşhur bir bölge olduğunu belirterek, “Buradaki ıhlamurlarımız dünyaca meşhur. Asfalta ve sanayileşmeye uzak tamamen doğal bir ortamda üretiyoruz. Burada kuzenimle beraber arıcılık yapıyoruz. Yaklaşık 200 kovan ile senelik bir ton üzerinden üretimle öncelikle iç pazarda sonrasında yerel ve bölgesel pazar olmak üzere ürünlerimizi sunmaya çalışıyoruz” dedi.
Doğal ortamda tamamen organik şekilde üretilen Ihlamur balının coğrafi işaret ve tescil işlemlerinde devam ettiğini kaydeden Karakırık, “Bundan sonraki çalışmamızda Karabük İl Tarım Müdürlüğü, Yenice Kaymakamlığı, Yenice Esnaf Odası Başkanlığı ve Karabük Arıcılar Birliği’nden Yenice’de faaliyet gösteren arkadaşlar olmak üzere coğrafi işaret almak için çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu konuda Hacettepe Üniversitesinde bir hocamız doktora çalışmasını da tamamladı. Hazırlıklarımızın büyük çoğunluğu tamamlandı sayılır. Yakın bir zamanda da neticeye erdirmeyi düşünüyoruz. Yenice ıhlamur balını tescillendirip coğrafi işaret ile Türkiye piyasasına sunmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
" Hedef poleni vatandaşlara yedirmek"
Ihlamur balı’nın yanı sıra asıl hedeflerinin B vitamini zenginliği bulunan poleni vatandaşlara yedirtmek olduğunun da altını çizen Zekeriya Karakırık, “Polen protein kaynağıdır. Özellikle B grubu vitaminlerinin hepsini içinde bulundurduğundan dolayı biz poleni müşterilerimize yedirmek istiyoruz ama doğrudan poleni yediremediğimizden en azından karışımla yedirelim diye bal, polen ve arı sütü karışımıyla bir macunda yaptık. Karışımın içine de arı sütünü belli bir oranda katıyoruz. Diyetisyen eşliğinde kattığımızdan belli sınırları var. Tıbbi bir alanımız yok. Sadece müşterilerimizin alt limitlerde günlük enerji ve vitamin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yaptık” ifadelerini kullandı.
Karabük Arıcılar Birliği yönetiminde de bulunan İsmet Karakırık arıcılığın zor ve meşakkatli bir iş olduğunu belirterek, “Kışa girerken arı bakımıyla başlayan, ardından baharda arı beslemesi süren bu yolculukta ıhlamur ağaçlarının çiçek açmasıyla ıhlamur balı üretimini gerçekleştiriyoruz. Bu yorucu olay her sene böyle devam eder. Kesinlikle yabana atılmaması gereken çok güzel ıhlamur çiçeğimiz var. Organik olan Türkiye’nin en güzel ıhlamurlarının olduğu coğrafyadayız. Coğrafi işaret çalışmaları devam ediyor. Bizim işimiz sadece bal değil, bunun yanında ana arı üretimiyle birlikte, polen ve arı sütü de alıyoruz. Elimizden geldiğince hep fazlası için çalışıyoruz” dedi.
“Kristalleşmiş bal organik baldır”
Organik balın kristalleşen bal olduğunun altını çizen İsmet Karakırık, “Kristalleşen bal konusunda muzdarip durumda olduğunu. Bal kesinlikle kristalleşecek. Kristalleşmiş bal ham baldır. Organik baldır. Bu durumu insanlara anlatmakta zorlanıyoruz. Marketlerden aldığınız ballar 72 derecede kaynamış, işlenmiş ballar. O ballar ömür boyu raflarda durur. Kesinlikle vitamin alma şansınız yok. Bizde ham bal petekten süzüldüğü zaman işlenmeden ham bal olarak şişelere doldurulur. Bu bal saklama koşullarına 3-4 ay sonra kristalize olmak zorunda. Bunu da ısıtılmış 40 derecelik bir suyun içinde kendi kendine çözülür. Sakın kaynatılarak kriztalize olmuş balın çözümü yapılmasın. Vitamini hiç bir şekilde kaybolmaz.” şeklinde konuştu.
"Liselerde arıcılık sınıfları kurulmasını önerdik"
Karakırık, arıcılığın gelişimi açısından ellerinden gelen desteğini vereceklerini eğitim camiasına çağrıda bulunarak, “ Milli Eğitim Müdürlüğünde yapılan bir toplantıda liselerde arıcılık sınıfı kurulması yönünde önerim oldu. İnşallah Yenice Yortan Çok Programlı Anadolu Lisesi’nde arıcılık sınıfı açıldığı takdirde biz yer gösterip kovanlarını getirmek şartıyla öğrenci sayısına göre arı verebileceğimizi, öğrencilere ders verebileceğimizi söyledik. Bu konuya olumlu da baktılar. Böyle bir sınıf açılırsa sözümüzün arkasındayız. Bu sözüm Karabük Üniversitesi için de geçerli. Eğer Arıcılık Bölümü açarlarsa kovanları getirirlerse, arı da veririz, ders de veririz. Arının nasıl üretileceği, polenin ne olduğu, propolisin ne olduğu, arı sütünün nasıl alınacağı konusunda yardımcı oluruz. Bizim burada Ihlamur balının coğrafi işareti ve tescili ile üretime de büyük katkı sağlar. Sadece 50 yaşın üzerindeki arıcıların değil genç neslin de arıcılık yapması gerekli. Hep yaşlılar yapıyor ve ek iş olarak yapıyor. Arıcılığın ne demek olduğunu bilmeyenler var. Kurulacak sınıflarda bunun eğitimi verilerek, gençler yapsın ki temelden gelsin, arının ne olduğunu bilsin. Gençler yapsa daha bilinçli, daha verimli ve katma değeri yüksek ürün elde edilir” ifadelerini kullandı.