YENİDEN Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, “Tel Rıfat ve Münbiç’e yönelik sınırlı bir harekât ile Kuzey Suriye’de salt belirli bir bölgede istikrarın sağlanması elbette ki önemli bir konudur. Ama asıl istikrarsızlığı oluşturan ve Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren ABD ve SDG kontrolündeki Kuzey Doğu Suriye’nin geleceğine yönelik ne tür bir politikanın izlenebileceği büyük önem arz etmektedir” dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, Suriye’de YPG/PKK’ya yönelik yapılması planlanan sınır ötesi operasyona ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Bekin, “Burada üzerinde asıl durulması gereken nokta, SDG (Suriye Demokratik Güçleri) yapılanmasını oluşturan ana unsur terör örgütü PYD dışındaki tahmini yirmi bir örgütün varlığıdır. Bu örgütler için Kuzey Suriye örneği geleceğe yönelik önemli bir deney alanı sayılmaktadır. Körfez Savaşı’ndan sonra, bölgenin yeniden silah deposuna dönüştürülmesi bölgenin istikrar ve güvenliğini dinamitlediği gibi, 38 yıldan beri şiddet olaylarıyla varlığını sürdüren PKK gerçeğinde olduğu gibi, SDG’nin bünyesini oluşturan söz konusu bu yirmi bir silahlı güçten ayakta kalabilecek örgütlerin, birer terör odağı olarak yeni istikrarsızlıklara imza atmaları kaçınılmaz olacaktır. İşte bu noktada ABD’nin kendi kontrolü ve tahakkümü altında hareket etmekte olan SDG’ye yönelik silah yardımlarını sıklaştırması ve en üst noktaya çıkartması karşısında, ister istemez sözde ‘stratejik ortak’ sayılan Türkiye’nin geleceğe yönelik güvenlik çıkarlarının nasıl korunabileceği konusunda yeni bir paradoksun ortaya çıkmış olması dikkat çekicidir” diye konuştu.
‘UZUN VADELİ PLANLARI YERİNE GETİRMEYE ÇALIŞMAKTA’
‘Suriye’de asıl tehlike, ABD ve Siyonist güçlerin iş birliği ile oluşturulan ve içinden çıkılmaz bir denkleme dönüştürülen içerideki sorunların yeniden nasıl çözülebileceğidir’ diyen Bekin, şunları kaydetti:
“Ortaya çıkabilecek ve üzerinde uzlaşı sağlanabilecek muhtemel merkezi bir yönetimin, merkezden tamamen uzaklaşan ve birer lokal güç olarak Türkiye gibi ülkelerin karşısına çıkan örgütlerin, uzun vadede ortaya koyacağı istikrarsızlıkların Suriye’yi ve Türkiye gibi komşu ülkeleri uzun yıllar istikrarsızlıkla baş başa bırakması söz konusu olabilir. ABD’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda faaliyet gösteren terör örgütü SDG’ye, sürekli askeri teçhizat ve malzeme desteği vermesi gelecekteki istikrarsızlığın da altyapısını oluşturmaya yöneliktir. İleride bu yapılanmaların barışçıl amaçlara yönelik olmalarını düşünmek aşırı safdillik olsa gerek. Türkiye’yi yakından ilgilendiren bu bölgede gelecekte Suriye’nin bütünlüğünden sürekli dem vuran Türkiye mi, yoksa DEAŞ bahanesiyle asıl Suriye’yi çökertmeye çalışan yıkıcı güçler mi başarılı olacak? Asıl bunun üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir konu olsa gerek. ABD, özellikle Ortadoğu’nun geleceğine yönelik politikalarını oluştururken, ortaya çıkan SDG gibi terör unsuru dinamikleri daha da güçlendirerek uzun vadeli planlarının gereğini yerine getirmeye çalışmaktadır.”
‘BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR’
Bekin, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki yeni kompartmantalizasyon oluşumunda nasıl bir politik yaklaşım içerisinde olması konusunda üzerinde durması gerektiğini söyleyerek, “Özellikle Tel Rıfat ve Münbiç’e yönelik sınırlı bir harekât ile Kuzey Suriye’de salt belirli bir bölgede istikrarın sağlanması elbette ki önemli bir konudur. Ama asıl istikrarsızlığı oluşturan ve Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren ABD ve SDG kontrolündeki Kuzey Doğu Suriye’nin geleceğine yönelik ne tür bir politikanın izlenebileceği büyük önem arz etmektedir” dedi.