Bir dönem ihtiyaç için yapılan bir el sanatı olan kırkyama günümüzde kursiyerlerin yoğun ilgi gösterdiği bir kurs haline geldi. Kursta hayal güçlerini ve parça bezleri kullanan kadınların hünerli ellerinden çıkan her biri adeta sanat eseri olan tablolar dışarıdan da büyük talep görüyor.
Tarihi Kurşunlu Han’da Şehzadeler Belediyesi ile Şehzadeler Halk Eğitimi Merkezi iş birliğinde açılan kurslar arasında bulunan kırkyama son günlerde büyük ilgi görmeye başladı. Şehzadeler Halk Eğitimi Merkezi Kırkyama kurs eğitmeni Serap Demirden, tarihi bir mekanda eğitimini verdiği el sanatın geçmişinin eskilere dayandığını belirtti.
“Adına yokluk sanatı diyebiliriz”
Eğitmen Demirden, “Kırkyama sanatına yokluk sanatı da diyebiliriz. Çok küçük parça kumaşlar birleştirilerek, çocuklara giysisinden tutun da seccade ve hatta yorgan yapılmıştır. Eski zamanlardaki şartlar da bunu gerektiriyordu. Hatta o yıllarda yokluktan şeker çuvallarından çocuklara kıyafetler dikilir olmuştu. Bunu duyan o zaman ki büyüklerimiz, halkın çuvalları giyim yapımında kullandığını duyduğu için çuval kumaşlarını desenli yaptırmaya başladılar. Bunların hepsi şimdilerde eskilerde kaldı.” dedi.
“Kırkyama süs sanatı haline geldi”
Günümüzde kırkyama sanatının süs sanatına dönüştüğünü kaydeden Demirden, “Şimdilerde kırkyama tekniğiyle tablolar, süs eşyaları yapılıyor. Hatta Avrupa’da bunun adı patchwork olarak geçiyor. Bizler de değişik figürler kullanarak, yöresel parça ve eski kumaşlarımızı kullanarak Spil Dağımızın ve yılkı atlarımızın görselini yapabiliyoruz. Kursumuza gelen herkes zevkine göre ister manzara, ister portre, ister tablo, isterse de seccade ya da masa örtüsü yapıyor. Eskiden yokluktan ortaya çıkan bu sanat, şimdi evlerimizin duvarlarını süslüyor.” dedi.
“Kırkyama sanatının masrafı olmuyor”
Kırkyama sanatının tercih sebeplerinden bir tanesinin de maliyetinin sıfıra yakın olması olduğunu kaydeden eğitmen Demirden, “Evdeki eski kumaş parçalar kullanıldığı için kursiyerlerimiz için masrafsız oluyor. Evde kalan kumaşlar değerlendirilmiş oluyor, birbirimizle parçaları bile paylaşıyoruz, eski günleri yad ediyoruz” şeklinde konuştu.
Kursiyerlerin değişik yaş ve meslek guruplarından oluştuğunu belirten Demirden, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çalışan ya da ev hanımları, üniversite öğrencilerinin yanı sıra, 60 yaş üstünde kursiyerlerimiz dahi var. Tablo yaparken eskileri gülerek anlatıyor, ‘Biz kırkyama ile çocuklara kısa donlar yapardık, şimdi tablolar yapıyoruz’ diyorlar. Çok zor bir uğraşı değil, kursumuza gelenler aynı zamanda kafalarını boşaltılıyor ve sakinleşiyorlar. Eğitim ortamımız da çok güzel.”
Kursta tablo yapmayı öğreniyorlar
Kırkyama kursuna gelen 66 yaşındaki kursiyer Hayriye Karadağ, kursa bir arkadaşının tavsiyesiyle katıldığını belirterek, kırkyamayı bildiğini ancak sadece giyim eşyası ya da seccade yaptığını, kursta tablo yapmayı öğrendiğini söyledi.
Kursiyer Karadağ, “Eskiden kırkyama denirdi, şimdilerde bunun adı da değişmiş, şimdi adı patchwork olmuş. Gençliğimizde çocuklara şortlar, donlar dikerdik. Şimdi kırkyama çok meşhur oldu, annelerimiz, ninelerimiz evdeki artık kumaşları değerlendirirdi. Ben de çocukluğumda kırkyamadan çok giysiler giymiştim. Şimdiler de gençlerimiz kırkyama değil ama yırtık pantolonlar giyiyorlar” dedi.